Mayaların Kehaneti Neydi?
Uygarlıklar doğmuş, büyümüş ve yok olmuştur. Dünyanın bir başka yerinde,dünyadahesaplanabilen takvimi
kullanan, astronomikbilgilerini açığa vuran, bilimsel verilerle
üstünhesaplama gücü ispat edilen bir uygarlıkyaşamıştır. 21 Aralık
2012 tarihinde, dünyanınkaranlığa gömülebileceğini öngören Mayalar, bu
günü Zibalbobay olarak adlandırmışlardır. Bu kelimenin anlamı “Yeraltına
İnme Yolu” olarak isimlendirilmiştir.20. yüzyılın bitiminde, Hz.
İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği, yahut 11 Ağustos
1999 tarihinde güneş tutulmasının gerçekleşeceğini, kâhin Nostradamus
belirtmişti. Acaba, tüm bunlar, bilimsel kanıtlarla gerçekleşen
bir takım doğruları da beraberinde mi getiriyordu? 11 Eylül saldırısı
olarak nitelendirilen saldırı da, 11 Ağustos
1999 tarihinden (güneş tutulması) daha çok hayatımızıdeğiştirmişti.
2012 yılını, diğer yıllardan ayıran özellik nedir?
İklim değişikliği, beklenmedik fırtınalar, tufanlar, sel felâketleri,
depremler, çevre felâketleri ile dünyanın dört bir tarafında oluşan tüm
değişikliklere her gün şahit oluyoruz. Dünyanın sonunun geleceği bir
yanlış alarmdan mı ibarettir? Elbette ki, doğa ananın sebep oldukları;
yani yukarıda saydıklarımızdan depremler, volkanik faaliyetler, iklim
değişikliği haricinde bizim elimizde olmayan sebeplere işaret
etmektedir. Tüm bunlara sebep olan nedir? Güneş, iklim değişikliklerinin
sorumlusu mudur, yoksa insan mı bunlara sebebiyet vermiştir?
Merkezî Amerika’da bulunan, Maya Takvimi’nin belirttiğine göre, 13.
Baktoon’da, 2012 yılında, zamanın sonuna işaret etmektedir. Mayalarla
birlikte, Aztekler de, 5. Çağdan bahsetmektedirler. Bu çağın da, 2012
tarihinde başlayacağını ve 6. güneşin doğacağını ifade etmektedirler.
Mayalara göre, M.Ö. 11 Ağustos 3114 tarihinde her şeyin başladığı
sanılmakta idi. Ancak bizim verilerimiz, dünyanın oluşumunun çok daha
eskilere dayandığını göstermektedir. Bu böyle ise, neden 2012 tarihinin
dünyanın sonu olacağını ciddiye almalıyız ki? Yahut 2012 tarihi, yeni
bir dünyanın doğuşunun tarihi mi olacaktır?
Philip Coppens’e göre, birçok insan tarafından 2012 yılı popüler olmuştur.
En azından X-Dosyaları kapsamına girdiği için… I am Legend veya 2012
adını taşıyan Hollywood filmleri de ,2012 yılının popüler olmasına
katkıda bulunmuşlardır. Son Indiana Jones filmine baktığımızda da, 12
tane bağlaşık kristal kafatasının varlığına işaret edilmektedir. 2012
yılına uzaylı istilası olsun, dünyada felâketlerin yaşanacağı olsun, bir
çok komplo teorisi geliştirilmiştir.
Bilim-kurgu’dan Bilim’e doğru geçiş yapılırsa; 1980′li
yıllarda, Jose Horgias 11 Ağustos 1987 tarihinden itibaren ruhsal bir
uyanışın gerçekleşeceğini, bunun tüm dünyaya yayılacağını ve dünyada
olumlu gelişmelerin olacağını öngörmüştür. Buna “Uyanış” adını vermiştir
ve 2012 yılına kadar olan süreçte insanlığın bu uyanışı kullanarak
insanlığın tüm olumlu yanlarını kullanarak, 2012 yılına girilmesi
gerektiğini savunmuştur. Ancak bu tarihten beri dünya pek az değişmiş,
1987 yılı ile öncesi arasında pek fark yok gibidir. İnsanlık I. II.
Dünya savaşlarına şahit olmuştur. Irak savaşını, Afganistan savaşını
insanlık canlı yayınlardan izlemiştir. Ne yazık ki geçen yüzyılda
insanlık, çok az iyi şeye şahit olabilmiştir. Demir perdenin düşmesi
ile, dünyadaki kutuplaşma bir nebze de olsa azalmıştır, ancak, dünyayı
değiştirecek nitelikte değildir. 2012 yılı fenomeni bir çok öngörü ile
gelmekte, lakin bunun nelere yol açacağı da, zamanla ortaya çıkacaktır.
Geoff Stray’e göre, Amazon ormanlarındaki ağaçların azalmasını bile,
Çinlilerin öngördüğünü Ichin-Eichin ile gösterildiğinden
bahsetmektedir. Bu tabir, değişen şeylerin kitabıdır. Ichin’de 64 adet
farklı diyagram mevcuttur ve Ying Yang ile birleşmiştir. Stray,
gezegenimizdeki, yaşadığımız galaksi hatta evrenin bile kodlandığından
bahsetmektedir. Bu kodlamayı matematisyenler bir programla bilgisayara
aktardıklarında, dünyadaki yeniliklerle birlikte, yükselen ve alçalan
istatistiki bir grafik oluşturmuşlardır. Bu grafiği analiz ettiklerinde,
2012 yılında, zamanın tükeneceği sonucunu program vermiştir.
Matematisyenler, Ichin’deki tüm değişimleri bu programda hesaplamaya
çalıştıklarında, zamanın bitimi sonucuna vardılar.
Zaman ne basit, ne de lineerdir. Zamanın kodunu çözmek, ancak
geleceği göstermeye yarayan bir istatistiki veriyi bize
kazandırmaktadır. Zaman içerisinde pek çok değişim, pek çok yenilik
beraberinde yaşanmış ve yaşanacaktır. Zamanın yarattığı yenilikler ise,
kendi gücümüzün ötesinde yer alır. Bu programda yer alan, geçen
yüzyıldaki en büyük değişim veya yenilik; dünyada hiç öngörülmeyen ve
1945 yılında gerçekleşen, Hiroşima’ya atılan atom bombasıdır. Maya
takvimi, Ichin hesaplamasından önce bulunmuştur ve Maya Takviminden 1000
yıl sonra Ichin hesaplamaya başlamıştır.
Omega noktası, 2012 mihenk taşı olabilir mi?
2012 yılı bir başka boyuta açılan kapı olabilir mi? Ya da
uygarlığın çağ atlayacağı bir târih olabilir mi? Yahut insanlığın
yaşabileceği hızlandırılmış bir biçimde insanlık ultra hızlı bir evrim
süreci mi, daha doğrusu evrim sıçraması mı geçirecektir? Milyon yılı bir
saniyede almak gibi bir durum söz konusu olacak mıdır?
Zaman, nerede yaşadığımızı, nerede çalıştığımızı, nereye ait
olduğumuzu belirler. Zaman yolculuğu ise, bir bilim kurgu olarak
varlığını sürdürmüştür. Ancak bunun imkansızlığı üzerinde durmuşlardır.
Zaman yolculuğunun, fikir bazında yapılabileceği düşünülmektedir. Bu
anahtar soru, yanıtlanmayı beklemektedir. Bazı mekanikçilere göre 2012
yılında ilk zaman makinesi icat olunacaktır ve gelecekten birçok zaman
makinesi dünyaya ulaşacaktır. Bu da, büyük baba paradoksunu
oluşturacaktır. Eğer gelecekten geçmişe doğru bir yolculuk yaparsanız ve
büyük babanızı öldürürseniz, kendiniz, gelecekte var olacağınız için,
kendi kendinizi yok etmiş olacaksınızdır. Bu sebepten bilim adamlarından
bazıları, zaman makinelerinin değil, tek bir zaman makinesinin
sonsuzluğa açılacağını söylemektedirler.Şamanistler, eski rahipler, eski
kabilelerden oluşuyordu ve zaman yolculuğunu bedenlerinden ayrılarak
yapıyorlardı. Zira şamanların dîninde, din bedenin ötesinde idi. Julian
Janyes biyokimyasal çöküş adı altında yaptığı araştırmalarda, geçmişte
yaşayan ve bize ne yapmamızı gerektiğini söyleyen, vicdan gibi bir iç
öngörü sisteminin, binlerce yıl öncesinden var olduğunu ve ona
danıştığımızda bize yön verdiğini, farklı boyutlarda çalıştığını
savunmuştur.
Şimdi sormak gerekirse, zaman yolculuğu mümkün müdür? Kendi beyin
kimyamız ile bunu gerçekleştirmemiz mümkün müdür? Nöroloji bilimi, insan
beynini ne kadar anlamaya çalışırsa çalışsın, insan beyninde
anlayamayacağı büyük bir alan oluğu için, bu tıp alanının, her şeye
vâkıf olmasını, sekteye uğratmaktadır.Mayaların, son olarak adlandırdığı
2012 yılı ile birlikte, Hıristiyan dünyasında Apokalips olarak
adlandırılan dönem ile bağlantısı olan dönem ve İsa’nın dünyaya yeniden
dünyaya gelmesi beklenmektedir.
Zolkin, Yukatan’ca (Maya dili) kalan günlerin sayımı anlamına gelir.
260 günün ne şekilde geçeceğini anlatır. 13 numara kombine edilerek
oluşturulmuş bir zaman dilimidir. İnsanın aklından geçenleri n iyi mi
kötü mü olacağını, Maya rahipleri bu sistemle hesaplamışlardır. 260
günde takvim kendini tekrarlar ve 13. Baktoon zamanında, bitim 2012
yılını işâret eder. Kaktoonlar ise yüzyılı ifâde eder. 20 gün Maya
Takviminde Yunel (0.) olarak belirtilir. 18 Yunel, 260 günü bize verir.
20 Yunel ise, Kaktoon (0.0.0) eder. 20 Kaktoon da Baktoon eder
(0.0.0.0), 13 Baktoon da (0.0.0.0.0) ederek milattan önce 3114 yılından
M.S. 2012 yılına işâret eder. Bu da 1.872.000 gün eder veya 5125 yıla
tekâbül eder. Bununla berâber, 20 Baktoon’lar (0.0.0.0.0.0), bir Piktoon
eder, 20 Piktoon ise; (0.0.0.0.0.0.0) eder ki, bu da Kalektoon eder. 20
Kalektoon (0.0.0.0.0.0.0.0) ise, bir Chichiltoon eder. 20 Chichiltoon
(0.0.0.0.0.0.0.0.0) ise, Allertoon eder. 65.000.000 toons, 65 milyon
yıla tekâbül eder. M.Ö. 3114 yılı, 13 Baktoon’un tamamlanması anlamına
gelir. 0 Kaktoon, 0 Toons, 0 Unals, 0 gün demektir. 2012 yılında da 13
Baktoon’un tamamlanması Maya Takvimine göre gerçekleşecektir.Bu da 5125
yıla denk gelir ve yeni bir döngünün başlangıcı anlamına da gelmektedir.
İspanyol işgâlinden sonra, Maya uygarlığında, herhangi bir gelişme
de olmamıştır. Belki kendi takvimlerini yenileyebileceklerdi. Ancak
elimizdeki verilere dayanarak, M.Ö. 3114 yılını son yaratılış tarihi
olarak aldıklarını biliyoruz. 2012 yılını da, yaratılışın kapanışı
olarak adlandıklarını biliyoruz. Ümidimiz ise, yeni bir yaratılışın
devamı olması şeklindedir. 13. Baktoon, 4 bölümdedir. 3 ayrı takvim de
bu günü işâret etmektedir. Balonyoktiku’ya göre 9 Tanrılarının
desteklediği bir bitiş olarak adlandırılmaktadır. Maya inanışına göre
2012 târihi de, Mayaların 9 Tanrısının geri dönüş tarihi olarak da
adlandırılmaktadır. Chilenbilen kehânetine göre, İspanyollar Maya
topraklarına ayak bastıkları zaman, Mayalar İspanyolların kötü etkisinde
kalacaklardı. Denizin üzerinde ateş olarak dönecekleri beklenen Maya
Tanrıları, beraberinde güneşten kopan fırtınalar getirecektir. Kaktoon
Kukul Khan belki de dönecektir. Venüs’ün güneşin önünden geçmesi ile
beraber başlayacak olan bir takım kehanetler de bulunmaktaydı.
Hıristiyanların İsa’yı beklemeleri gibi, Mayaların da 9 Tanrısını
beklemeleri , inanç açısından paralellik taşımaktadır. Bolonyoktikool’un
tamamlanması ile Mayalar, 9 farklı açıdan olaya yaklaşmışlardı.
Aztekler ise, 9 gece lordunun geleceğine inanıyorlardı. Bu da cehennemin
9 katını onlar için ifâde ediyordu. Yeraltından gelecek olan bu 9
Tanrının cennetteki 13 Tanrıyı kovacakları da Maya kehânetleri
arasındadır. 9 sayısı yalnızca Mayalarda önem taşımamakta, aynı zamanda,
Antik Mısır’da olsun, Tapınak Şövalyelerinde olsun büyük önem arz
etmekteydi. 2012 yılı da tüm bunlarla berâber gelen, antitezin üstüne
antitezin yüklendiği bir fenomen hâline gelmiştir. Yani gerçek olmayan
şeylerin, gerçek olacağı gibi bir algılamaya insanı
götürebilmektedir. Yıldız geçidi (Stargate) komplo teorisine göre de,
yeni bir çağ başlayacağı fenomeni kendini göstermektedir. 13. Baktoon
ile berâber, konuyu araştıranlar; güneş, ekliptik düzlem ve Samanyolu
Galaksisi ile, bu tarihin bitişi bağlantı olduğu sonucuna iknâ oldular.
Mayaların inancına göre de, evrende yer alacak olan büyük bir kara
deliğin de, odak noktası hâline geleceği de inançları arasındaydı. Kara
delik, tekliliği ifâde etmekte, ikincisi metodolojiyi betimlemektedir.
Mc Channer adlı bir bilim adamı da ölmeden bir yıl önce 2012 yılının
bitiş değil, dünyanın yeniden doğuşu olarak adlandırdı. Bu tarihin
ruhsal anlamda büyük bir yükselişi ifade ederek, ruhsal anlamda
geçirilecek bir evrimin var olacağını da belirtmiştir. Yani bir dünya
çağından, bir diğer çağa sıçrayış anlamındadır. Çağımızda yaşamış olan,
Berlin Duvarı’nın yıkılışını, Çernobil faciasını ve birçok olayı önceden
tahmin eden ve kehanetler sunan bir kahine göre, 2012 yılının,
insanlığın düşüncelerine açılan bir pencere olacağını, dünyanın 2012 ve
2014 yılları arasında, geomanyetik bir dönüşüm geçireceğini, bunun
felaketle sonuçlanmayacağını, aksine insanlığın ilerleyişine olan,
evrimsel bir anlayışla insanları ilerleteceğini öngörmüştür. Sibiryalı
coğrafyacı, Aleksey Dimitriyev, değişimin sâdece dünyada olmayacağını,
bütün Güneş Sistemi’nde değişikliklerin olacağını, atmosferik ve
manyetik çekim gücü ile oluşacağını söylemektedir. Güneşin hilosferinde
de değişikliğin meydana geleceğini, uzayda dünyanın yeni bir manyetik
etki alanına gireceği, plazma bulutu içerisinde, dünyanın manyetik
plazmasının bundan etkileneceğini belirtmiştir. Dimitriyev , Güneşin
aktivitelerinin çoğalarak dünyayı etkileyeceğini, tüm dünyanın bundan
etkileneceğini öngörmektedir. Dimitriyev ayrıca, geomanyetik
oluşumlardan geriye dönüşüm sağlanabileceğini de belirtmiştir. Bu da
normal olmayan, 3. boyutta yer alan tecrübeler oluşturacaktır. Bunu da
insan türünde kümelenmiş spontan evrim olarak adlandırmıştır.
Tekrar hatırlatmak gerekirse, Zibalbobay olarak Mayaların
adlandırdıkları gün, yâni ” Yeraltına İnme Yolu” anlamı ile beraber, 9
Tanrı yeryüzüne gelecek, ancak onların gücüne karşı koyacak bir
kahramana ihtiyaç duyulacaktır. Bu kahramanın, 9 Tanrı ile yüzleşerek,
yer altına ineceği, onlarla 4. boyutta karşılaşacağı ve yıldız geçidi
ile onlara ulaşacağı ve kendini fedâ edeceği da kehanetler arasındadır.
Bunun için tek ihtiyacımız olan bir kahramandır.
Arizona’da yaşayan Kızıldereliller, 4. dünyada yaşadıklarına
inanmaktaydılar. Ve 5. dünyaya transfer olacaklarına inanıyorlardı.
Aztekler de benzer inançla, 5. güneşin yaklaşacağına inanıyordu. 4.
dünyanın 5. dünyaya yaklaşırken büyük kıyımların olacağına, evrimsel bir
sıçrama yaşanacağına da inanılıyordu. Mushoschoschovno’nun uzaydan
gelen bir cisim olarak büyük yıkımlara yol açacağına da inanılmaktaydı.
Bu da kızıl boğanın yeryüzüne dönüşü olarak adlandırılmakta idi. Bu eski
çağ inançlarına göre, gökyüzü ve yer yüzünü havada ve yerde tutan iki
Tanrı arasında oğulları bulunmakta idi ve bu iki oğul gökyüzünün gökte,
yer yüzünün yerde olmasını sağlamakta idi. Eğer bir gün insanlar
Tanrılarını ve eski mitlerini unutacak olurlarsa, yer ve göğün
birleşeceğine inanılmaktaydı. Bu şekilde de dünyanın sonu gelecekti. Bu
da yaşam ve ölüm anlamındaydı. Ruhsal mesaj olarak da, büyük bir
meteorun güneş sistemine girip, dünyayı yok edeceği de bulgular
arasındaydı.
Belki tüm bunlar birer tesadüf ya da doğru olmayan inançlardır. Maya
Takvimi’nin sonlanması, galaksinin aktivitelerinin en aza ineceği bir
tarihe de denk gelmektedir. Dîni bir olgunun, bilimsel bir gerçekliğe
denk gelmesidir belki de. 2012 yılında güneşte meydana gelecek çok fazla
aktivitenin de, dünyayı etkileyebileceği de göz önüne alınmalıdır.
2012 filmi de bir dünyanın sonunu anlatmaktan çok, uygarlıkların
sona ermesi olarak da mesaj vermektedir. Tahminler veya senkronize bir
takım rakamların uyuşması bunları doğuruyor olabilir. Dünya, iklim
değişiklikleri ile beraber, bir felâkete doğru sürüklendiği açıktır.
Sera etkisi ile eriyen buzullar 150 milyon yılda bir gerçekleşen bir
durumla farklılık ve değişim göstermektedir. Dünyanın, manyetik alan
kalkanı, bilim adamlarının yapmış olduğu çalışmalar sonucunda,
eskisinden çok daha zayıf olduğunu kanıtlamıştır. Bunun sebebinin ne
olduğu bilinmemekle berâber, güneşten gelen solar alevler olabilir.
Zibalbobay, yoldan yeraltı dünyasına, 9 Tanrı, doğa ananın gücü ile
beraber dünyanın tekrar anneye dönüşü olarak da adlandırılabilmektedir.
Bir diğer teoriye göre, dünyanın bir kara delik tarafından yutulacağı,
4. dünyadan 5. ye sıçrayacağı, bir dünyadan öbürüne kapı açılacağı,
dünyanın yeniden doğuşuna benzerlik yaşanacağı söylemleri de mevcuttur.
Bir yok oluş aslında yeniden doğuşa işaret etmektedir. 2012 yılı
fenomeni ile birlikte, mayaların bu kadar gelişmiş bir uygarlık, takvim
yapadursunlar, o tarihlerde Avrupa’da insanlık tarihinde; insanlığın
M.Ö. 4004 yılında başladığına, dünyanın düz olduğuna ve evrenin
merkezinin dünya olduğuna inanılmaktaydı. Dünyanın öbür ucunda ise;
Mayalar, 5 Milenyum boyunca her şeyi doğru hesapladılar ve bugün, bilim,
5000 yılı tam ve doğru olarak Mayaların hesapladığını ispatlamıştır.
2012 yılı, belki de bir dönüm noktası oluşturacak, bir çağın sonu, yeni
bir başlangıcın doğuşu, tek bir dünyanın oluşumu olarak da
gerçekleşebilecektir. 5000 yıldan daha fazla zamandır, uygarlıklar
doğdu, büyüdü ve yok oldu. Ancak Mayalar, ne yazık ki 2012′yi yani 13.
Baktoon’u tahmin etmelerine rağmen, o güne şahit olamayacaklardır.
İklim değişiklikleri ile ilgili olan tüm işletmeler, kirliliğin,
zehirli gaz salınımının veya böyle bir şeyin varlığını duymak dâhi
istememektedirler. Otomobillerin, fabrikaların değişimi yaptıkları
kesindir, ancak, sahip olunan gezegeni korumak zorunda olmaları fikri,
işlerine gelmemektedir. Mars ve diğer gezegenlerin de sıcaklıkları
artmaktadır. Evrensel bir değişimi gerçekleştirdiklerinin farkında
olmalarına rağmen, kirletme işlemlerine devam etmektedirler. Astrofizik
derecesinde anlaşılmaz pek çok şey vardır. Hiçbir bilim adamı bugün
bile, güneşin yapmış olduğu dönüşlerin anlamını bilmemektedir. Hiç kimse
bugün bile Mayaların gerçekten neyi kastettiğini bilmemektedir. Bu da
güneşin bilinemezliklerine doğru açılan bir kapıdır. Hiç kimse, 1989
yılında, Kanada’da elektrik sistemlerini yok eden güneşin etkilerini
önceden tahmin edemezdi. Dünyanın manyetik etkisi, son iki bin yılın en
düşük seviyesine kadar gerilemiştir ve bu son derece korkutucudur.
2012; belki de sembolik bir anlam, galaktik bir
anlam taşımaktadır. Yani, dünyanın yok oluşu literatürel olarak değil,
sembolik olarak anlaşılabilmektedir. Bu sebepten, antik uygarlıkların
tam olarak neyi ifade etmek istediklerini anlamamız zordur. 2012 yılında
da, geçmişte değişikliğe uğrayan takvimin başlangıcında İsa, kendini
insanlığa ve Hıristiyanlık adı altında kurban etmiştir. İnsanın kendini
feda etmesi çok zordur ve tüm insanlığı etkileyen bir faktördür. 2012
yılı için hatırlanacak en önemli şey ise, Maya Takvimi’nin sonu
olduğudur, tüm bildiğimiz budur ve 2012 yılında bazı değişikliklerin
olabileceğidir.
Sorulabilecek soru şudur: 2012 nedir? 2012 için ne yapabiliriz?
Çünkü Mayalar için biten bir dünya, başkaları için yeniden
doğuşu ifade edebilmektedir. İnsan düşüncelerinin birleşimi belki de
gerçekleşecektir. Negatif olan şeyler, belki de pozitif olan şeylere
dönüşecektir. Yahut, bir kurban verilmeyecek, aksine bir lider
doğacaktır. Sesi olan, görüntüsü olan bir lider, belki de yeryüzünde
yükselecektir.
Kaynakça:
2012 Mayan Prophecy and the Shift of the Ages Belgeseli