30 Nisan 2013 Salı

BiR ERKEK, BiR KADINI MUTLU ETMESi içiN YALNIZCA SUNLAR OLMAK ZORUNDADIR…

BiR ERKEK, BiR KADINI MUTLU ETMESi içiN YALNIZCA
SUNLAR OLMAK ZORUNDADIR…

01. bir dost
02. bir yoldas
03. bir asik
04. bir agabey
05. bir dogru
06. bir usta
07. bir asci
08. bir elektrikci
09. bir marangoz
10. bir muslukcu
11. bir tamirci
12. bir dekorator
13. bir stilist
16. bir psikolog
17. bir hasere yok edici
18. bir psikiyatrist
19. bir sifaci
20. iyi bir dinleyici
21. bir organizator
22. iyi bir baba
23. cok temiz
24. sempatik
25. atletik
26. sicak
27. kibar
28. nazik
29. zeki
30. komik
31. yaratici
32. sefkatli
33. guclu
34. anlayisli
35. hosgorulu
36. sagduyulu
37. hirsli
38. yetenekli
39. cesur
40. kararli
.....
...
...
..

11987. guvenilir
11988. tutkulu

TABii, SUNLARI DA UNUTMADAN:

13989. ona duzenli olarak iltifat etmek
13990. alisverisi sevmek
13991. durust olmak
13992. cok zengin olmak
13993. onu strese sokmamak
13994. baska kizlara bakmamak

VE AYNI ZAMANDA SUNLARI DA YAPMALIDIR:

17995. kendinden cok ona odaklanmak
17996. ona, ozellikle kendisi icin cok fazla zaman
ayirmak
17997. nereye gittigine aldirmadan ona cok fazla
yer sunmak

SUNLAR DA ÇOK ÖNEMLi:

Asla unutulmayacaklar:
21998. dogum gunleri
21999. yildonumleri
22000. onun aldigi kararlar

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

BiR ERKEK NASIL MUTLU EDiLiR!!!*

1. Karnini iyice doyurun
2. Uzaktan kumanda ve çayini verip rahat birakin
Huzursuzluk belirtisi gösterirse Madde-1 den tekrar baslayin…

-------------------------------------------------------------------------------------------

ERKEKLERİN ARKADAŞLIGI HARBİDİR.

Yapılan bir araştırmada Kadinlarin Arkadaslari:

Bir kadin butun gece eve gelmemis. Ertesi sabah kocasina, gece
bir arkadasinda kaldigini soylemis. Kocasi karisinin en yakin 10
arkadasini aramis ve hicbiri karisinin kendisinde kaldigini onaylamamis.


Erkeklerin Arkadaslari:

Bir adam butun gece eve gelmemis.
Ertesi sabah karisina, gece bir arkadasinda kaldigini soylemis.
Karisi kocasinin en yakin 10 arkadasini aramis ve
5 tanesi kocasinin kendisinde kaldigini onaylamis ve diger
5 tanesi ise kocasinin hala kendisiyle birlikte oldugunu iddia etmis.


Abla Olmak!

Abla Olmak!
Onun adına endişelenmektir çoğu zaman.
Büyük olduğunuz için bazen her şeyi ben bilirimciliktir.
Beni dinlesin, dediğimi yapsın,
hatalardan uzak dursun diye düşünmektir bazen.
Hayatına müdahale edebilme hakkını kendinde görmektir.
Beraber büyüdüyseniz her şeyini bilmenin gerekliliğini düşünmektir.
küçüğünüzdür o.
Büyüdü, artık ''sanane'' diyebiliyorsa...
Bunu anlayıp, gülümsemektir abla olmak!
Yanlışlarınızı yüzünüze çarpıp,
gerçeği söylediğinde kızmamaktır.
Haklı belki diye düşünmektir.
Fırsat vermektir çoğu zaman birbirinizi hırpalamanıza!
Sıra ona geldi belki de...
O da büyüdü DİYEBİLMEKTİR!!!



80'li yıllarda biz öğrenciydik ve nasıldık bir bakın:

80'li yıllarda biz öğrenciydik ve nasıldık bir bakın:

Saçlara jöle, tırnaklara oje, sürülemez,
spor ayakkabıyla okula girilemezdi.

Erkekler kravat, kızlar fiyonk takmadan, yaka ve tırnak kontrolü yapılmadan derse girilemezdi.

Sabahları bahçede sıra olunur, pazartesi sabah Cuma öğleden sonra müdür konuşma yapar, özel günlerden biriyse saygı duruşu yapılır ve gerçekten saygıyla durulur, İstiklal Marşı okunurken dik durulur, konuşulmaz, saygı duyulurdu.

Öğretmenlerle dalga geçilemez, veli toplantıları aileye korkarak bildirilir, okulda "konuştuğun" (sevgilin) varsa sadece bahçede yan yana yürünürdü.

Forma ile okula gidilir, eve gelene kadar forma çıkarılmazdı. Gömlekler pantolonların - eteklerin, içine sokulur, okul renkleri dışında bir renk giymek yürek isterdi.

Küpe, kolye, yüzük, bilezik hafta sonları takılır, saçlar erkeklerde tıraşsız, kızlarda 3 boğum örgüsüz ise disipline gidilirdi.

Cep telefonu yoktu, internet de yoktu ama yine de öğrenciler birbirleri ile haberleşirdi.

Biyoloji dersinde üreme konusu anlatılırken utanılır, aruz ölçüsü ezberlerken delirilir, milli güvenlik hocaları askeri disipline sokmaya çalışırdı.

Okul kitapları üzerinde sevilen sanatçı resimlerini olduğu klasörlerde taşınır, ders yılı başında mutlaka kap kâğıdıyla kaplanır, etiketler yapıştırılır, etikete adı-soyadı- sınıfı- hangi dersin kitabı olduğu yazılır, o derse ait defterler de kolaylık olsun diye aynı desen kap kâğıdıyla kaplanır, ders sırasında yanında kitabı olmayan azarlanırdı.

Sınıflar kalabalık olsa da çıt çıkmadan ders dinlenir, boş derslerde sınıftan çıkılmaz, ders saatlerinde okul sınırlarını ihlal etmek isteyenlere acınmazdı.

Ödevler mutlaka yapılır, dönem ödevleri için kütüphaneler, meydanloueres, ana ya da temel britanikalar taranır, ödevler elle ve mutlaka dolmakalemle yazılırdı.

Yat denince yatılır, sabah okula servis yerine otobüsle gidilir, bazen çanta yoklaması yapılır, okula yasak bir şey getirilemezdi.-okulun herhangi bir yerinde sakız çiğnenemez, derslerde bir şey yenemez, su içmeye gitmek için izin istenirdi.

Birine uyuz olduysak öğretmene şikâyet eder, asla kendimiz sopayla, bıçakla girişmez, çeteleşmez, okul dışında bile kavga etmezdik. Bilirdik ki kavga edersek evde ya da okulda bi posta daha dayak var.

Kızlarla erkekler birbirine mesafeli durur, el şakası yapmaz, küfürlü konuşmaz, efendilik bozulmazdı.

Yerli malı haftası sınıf pikniğine döner, her tür yiyecek bulunur ve biz bu yemekleri paylaşırdık.

Kitap okurduk örneğin, ödev bile olsa okurduk. Değiştirip kitapları öyle okur, kütüphaneden kimlik çıkartır kütüphanede okurduk.

Biz öğrenci gibi öğrenciydik. Saygılıydık, tertipliydik, edepliydik...

Biz çok güzel öğrencilerdik. Çok zor da olsa o dönemlerde hayat, şimdikiler gibi kayıp kuşak değildik. Hayatın bir anlamı vardı ve biz bunu bilmesek bile hissederdik...


28 Nisan 2013 Pazar

OKUMADAN GEÇME !

OKUMADAN GEÇME !

• Bir işe başlarken yeterli paranın olmamasını dert etme.
Sınırlı olanaklar bazen bir bela değil lütuftur.
Çünkü yaratıcılığı başka hiçbir şey bu kadar teşvik edemez
• Seni kışkırtmış birine cevap vermeden önce sakinleşmek için kendine bir saatlik zaman tanı. Konu senin için gerçekten önemliyse, bunu ertesi sabaha uzat
• Çocuklarla oyun oynadığında bırak kazansınlar
• Yemek zamanı televizyonu kapat
• Haftada bir öğün yeme. ona vereceğin parayı bir fakire ver
• Milli bayramlarda bayrak as
• Mükemmeli ara kusursuzu değil
• Gülleri koklamaya zaman ayır
• Maddi isteklerin için değil, akıl ve cesaret için dua et
• Merhametli ama kararlı ol
• Dakik ol, başkalarından da dakik olmalarını bekle
• Seni eleştirenlere cevap vermekle zaman yitirme
• Olumsuz insanlardan uzak dur
• İnsanlara nasıl yapmaları gerektiğini değil neyin yapılması gerektiğini söyle… göreceksin, bulacakları yaratıcı çözümlerle seni şaşırtacaklar
• Özgün ol
• Tertipli ol
• Gerçekten yapmak istediklerinden asla vazgeçme. büyük düşleri olanlar, gerçekleri bilenlerden daha güçlüdür
• Olabildiğinden fazla sevecen ol
• Çocuklarını onaltı yaşından sonra yarım günlük bir işte çalışmaları için teşvik et
• İmzalayacağın kağıtları dikkatli oku. büyük puntolu yazıların sana verilenleri, minik puntolu olanların da senden alınacakları içerdiğini unutma
• Öfkeyle kalkma
• Önemliyle önemsizi ayırmayı öğren, önemsizleri geç bir kalem
• Eşinin en iyi arkadaşı ol
• Nerde karşına çıkarsa çıksın önyargıya ve ayrımcılığa karşı savaş
• Yaşlan ama paslanma

~Hayata dair (H.jackson brown jr. )Kitabından~





Mutlaka okunmalı...

Mutlaka okunmalı...

1924 yılında tokyo üniversitesi’nde görev yapan japon profesör Hidesabura Ueno, kendine tren istasyonunda bulduğu küçük
bir köpek yavrusu edindi. Profesör Ueno köpeğine, Japoncada “sekiz tane” anlamına gelen Hachiko adını koydu.

Safkan akita cinsi beyaz bir erkek olan Hachiko, her sabah üniversiteye gitmek için evden metroya yürüyen sahibine eşlik
etti. Metronun dış kapısına kadar getirdiği sahibini uğurladıktan sonra da eve döndü. Çok geçmeden bir akşam üniversite
dönüşünde metronun çıkışında Hachiko’yu kendisini beklerken gördü profesör ve çok şaşırdı. Bu akıllı köpek sahibinin eve
dönüş saatlerini hesaplayarak ve aynı yolu kullanacağını düşünerek metronun önüne gitmişti.

Ondan sonraki bir yıl boyunca her sabah sahibini metroya kadar götürdü, her akşam iş çıkışında da metronun önünde
karşıladı. Saatini hiç şaşırmadı.

ama bir akşam profesör metrodan çıkmadı. Hachiko gözleri metronun kapısında, gece boyunca bekledi.

Bir sonraki akşam profesör yine yoktu. Üçüncü akşam metrodan yine çıkmadı.

Çünkü profesör üniversitede kalp krizi geçirip ölmüştü..

Hachiko her akşam sahibim metrodan çıkar diye inatla bekledi. Haftalar, aylar,yıllar boyunca her akşam tokyo metrosunun
Shibuya İstasyonunun kapısına gitti. Tam 10 yıl boyunca.

Hachiko 12 yaşındayken metronun kapısında öldü.



Bugün tokyo’ya gidenlerin Shibuya İstasyonunun kapısında karşılaştığı köpek heykeli Hachiko’dur.

Japonlar, sadakat ve insan hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra 10 yıl boyunca sahibini beklediği yere
Hachiko’nun heykelini diktiler.




Siz hangi ağaçsınız?

23-31 Aralık : Elma Ağacı
01-11 Ocak : Köknar
12-24 Ocak : Karaağaç
25 Ocak-3 Şubat : Selvi
04-08 Şubat : Kavak
09-18 Şubat : Sedir
19-28 Şubat : Çam
01-10 Mart : Salkımsöğüt
11-20 Mart : Ihlamur
21 Mart : Meşe
22-31 Mart : Fındık
01-10 Nisan : Üvez
11-20 Nisan : Akçaağaç
21-30 Nisan : Ceviz
01-14 Mayıs : Kavak
15-24 Mayıs : Kestane
25 Mayıs-3 Haziran : Dişbudak
04-13 Haziran : Gürgen
14-23 Haziran : İncir
24 Haziran : Huş
25 Haziran-4Temmuz : Elma
05-14 Temmuz : Çam
15-25 Temmuz : Karaağaç
26 Temmuz-4Ağustos : Selvi
04-13 Ağustos : Kavak
14-23 Ağustos : Sedir
24 Ağustos-2 Eylül : Çam
03-12 Eylül : Salkım söğüt
13-22 Eylül : Ihlamur
23 Eylül : Zeytin
24 Eylül-3 Ekim : Fındık
04-13 Ekim : Üvez
14-23 Ekim : Akçaağaç
24 Ekim-11 Kasım : Ceviz
12-21 Kasım : Kestane
22 Kasım-1 Aralık : Dişbudak
02-11 Aralık : Gürgen
12-21 Aralık : İncir
22 Aralık : Kayın

Elma : (Aşk) Cazibeli, fiziksel olarak dikkat çekici, etkileyici...Hoş bir auraya sahip. Flörtöz ve maceraperest ama hassas ve her zaman asik birtip. Sevmeye ve sevilmeye merakli. Sadik ve hassas bir es. Cömert. Bilimsel konulara yetenegi var. Bugün için yasar.Hayalgücü yüksek.

Kestane : (Dürüstlük) Alışılmadık bir güzelliği vardır ama insanları etkilemek gibi bir derdi yoktur. Adil ve neşelidir. Doğuştan diplomattır. Çok kolay huzursuzluğakapılır ama her türlü ilişkisinde hassastır. Bazen olağandışı davranır. Sevgili bulmakta güçlük çeker.

İncir : ( Hassasiyet) Çok güçlü, bağımsız, tartışmalara ve zıtlıklara fazla izin vermeyen, aile hayatına düşkün, iyi bir baba ve hayvan severdir. Sosyal bir kelebekgibidir. Espriden anlar, aylaklığı ve tembelliği de sever. Bencilliği vardır. Akıllı ve pratiktir.

Dişbudak : (Hırs) Farklı bir çekiciliğe sahip, hayat dolu,talepkar, düşüncesizce hareket eden ve eleştirilere kulak asmayan biri. Hırslı, akıllı, yetenekli, kaderine
hükmetmeyi seven, egoist olmaya elverişlidir. Ama ona güvenebilirsiniz. Bazen beyni kalbine hükmedebilir. İlişkiler çok ciddiye alır ve sadıktır.

Kayın : (Yaratıcılık) İyi bir zevki vardır. Görünüşe ve kendi görüntüsüne önem verir. Materyalistik sayılır. Hayati ve kariyeri için çok ve düzenli çalışır. Ekonomiktir.Gereksiz risklere girmez. Makul bir tiptir. Diyet ve sporla fizikine dikkat eder

Huş : (Esinlenme) Hayat dolu, etkileyici, elegan, arkadaş canlısı, gösterişten uzak, mütevazı, aşırılıklardan hoşlanmayan, kaba şeylerden nefret eden biridir.Doğal ve sakin bir yaşamı tercih eder. Fazla tutkulu değildir. Hayal gücü yüksek ve az hırslıdır. Sakin ve uygun ortamlar yaratır.

Sedir : (Güven) Zarif, her ortama ayak uydurabilen, lüksü seven, sağlığına dikkat eden, kendine güvenen, başkalarına da biraz yukarıdan bakan biridir. Kararlı,sabırsız ve başkalarını etkilemeyi sever. İyimserdir ve beceriklidir. Tek ve gerçek aşkını bekler. Çabuk karar verir.

Selvi : (Sadakat) Güçlü, fiziksel olarak kaşlı, her ortama uyabilen, hayatla fazla uğraşmayan, hoşnut, iyimser, paraya meraklıdır Yalnızlıktan nefret eder. Kolaykolay tatmin edilemeyecek kadar tutkuludur. Ama sadıktır. Modu çabuk değişir. Kurallara boyun eğmez. Biraz da ukala ve ilgisizdir.

Karaağaç : (Asil): Müşfik, fiziksel olarak düzgün, giyimine dikkat eden, taleplerinde aşırılığa kaçmayan, insanlara neşe verebilen, liderlik etmeyi seven ama kendisialtta olmayı sevmeyen biridir. Dürüst ve sadık bir estir. Başkaları için karar vermeyi sever. Cömerttir. Pratik zekası güçlü ve iyi bir espri anlayışı vardır

Köknar : (Gizem) Sıra dişi bir zevki vardır. Sofistike ve kadirşinastır. Güzel olan her şeyi sever. Dik başlı, çabuk mod değiştiren,bencil olmasına rağmen kendisineyakın olanlarla ilgilenen biridir. Çok mütevazı olduğu söylenemez. Hırslıdır. Memnun edilmesi zor bir sevgilidir. Çok arkadaşıvardır. Çünkü ona güvenebilirsiniz.

Fındık : (Olağanüstü) Çekici, anlayışlı, insanları nasıl etkileyeceğini bilen, fazla talepkar olmayan, sosyal hayatta aktif ve girişken hatta dövüşken biridir.Popülerdir. Psikolojik durumu çabuk değişir. Kaprisli bir aşıktır. Ama dürüst ve eşine toleranslı davranır. Kusursuz bir yargı yeteneğivardır.

Gürgen : (Zevk sahibi) Cool bir güzel. Diş görünüşüne ve bakımlı Olmaya dikkat eder. Zevk sahibidir. Başkalarını kendinden fazla düşünür. Hayati mümkünolduğunca kolay bir hale getirmeye çalışır. Disiplinli bir hayat için kılavuzluk eder. İlişkilerinde kibardır. Farklı Sevgililer bulmak ister. Duygularıyla ilgili olarak mutluluğuyakalaması kolay olmaz. Çoğunlukla da başkalarına güvenmez. Kararlarından da asla emin olmaz.

Ihlamur Şüphe) Hayatin ona getirdiklerini kabul eder. Kavga ve tartışmadan nefret eder. Çalışkandır, tembelliği ve bencilliği hiç sevmez, streslidir.Yumuşak huyluve merhametlidir. Arkadaşları için çekinmeden fedakarlık yapar. Becerikli olmasına rağmen bunları değerlendirmesini bilmez. Mızmızdır. Kıskanç fakat vefalıdır.

Akçaağaç : ( Özgür zeka) Hayal gücü ve orijinalliklerle dolu hiç de sıradan olmayan biridir. Utangaç, hırslı, gururlu, kendine güvenli, yeni deneyimlere aç biridir.Genellikle sinirli ve gergin bir yapısı vardır. Hafızası kuvvetlidir. Çok kolay öğrenir. Aşk hayati biraz karmaşıktır. Başkalarını etkilemeyi sever.

Meşe : (Cesaret): Sağlam yaradılışlı, cesur, güçlü, bağımsız ve girişkendir. Acıma duygusu çok yoktur. İşini sansa bırakmayı sevmez. Ayaklarını yere sağlam
basmak ister. Hareketlidir

Zeytin : (Erdem): Güneşi, sıcak havaları sever. Makul biridir.Kibar duyguları vardır! Agresyon ve şiddetten kaçınır. Sakin ve toleranslıdır. Adalet duygusu gelişmiştir.Hassas, kıskançlıktan uzak bir yapısı vardır. Okumayı ve sofistike insanlarla muhatap olmayı sever

Çam : (Titiz) Uyumlu ilişkileri sever. Dinç ve güçlüdür. Nasıl rahat edilebileceğini bilir. Doğal ve hareketli biridir. İyi bir partnerdir Çok arkadaş delisi değildir. Çabukaşık olur ama ateşi çabuk söner.Her şeyden kolay vazgeçebilir. İdeali bulana kadar her şey geçicidir. Güvenilir ve pratiktir.

Kavak : (Tatminsiz) Fazla kendine güvenmeyen, sadece gerektiği zaman cesaretli olan biridir. Arkasının güçlü olmasını ve sıkı insanlarla muhatap olmasını sever.Çok seçicidir. Genellikle yalnızdır. Artistik bir doğası vardır. Kin tutar. İyi bir organizatördür. Felsefi takılmayı sever. Ama herdurumda güvenilebilir biridir. İlişkilerini de çok önemser.

Üvez : (Hassasiyet) Dikkat çekici, neşe verici, bencillikten uzak dikkat çekmeyi seven biridir. Hayata bağlıdır. Yerine ve duruma göre hem bağımlı hem bağımsız
olabilir. Zevklidir. Duygusal, hassas, tutkulu ve artistik özellikleri vardır. İyi bireş olur ama çok zor affeder.

Ceviz : (Tutku): Garip ve zıtlıklarla dolu biridir. Egoist ve agresiftir. Beklenmedik tepkiler gösterir. Asil bir ruhu vardır. Spontanedir. Çok hırslıdır ve hiç esnekliğiyoktur. Zor ve alışılmışın dışında bir estir. Çok zor beğenir. Sadece takdir eder. Çok kıskanç ve tutkuludur. Uyum göstermek için fazla fedakarlık etmekten de hoşlanmaz.İlginç stratejiler üretir.

Salkımsöğüt : (Melankoli) Güzel ve çok melankoliktir.Etkileyicidir. Güzel ve zevkli şeylere meraklıdır. Seyahat etmeyi sever. Hayalperesttir.Kaprisli ama dürüsttür.Başkalarının duygularına önem verir.Çabuk etki altında kalır ama beraber yaşanması zordur. Talepkardır. Sezgileri de kuvvetlidir. Aşıkken acı çeker ama demir atabileceğibirini bulabilir.




Hala anlayamadınız değil mi?

Hala anlayamadınız değil mi?
Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil!
Kavganın kazananı yoktur.
Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz.
Önemli olan kalp kırmamak.
... Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek.
Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır.
Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek.
Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.

Albert Einstein


Başarı Formülü !

Başarı Formülü !

Programlı ve azimli çalışarak kimsenin buyruğu altında kalmadan yüksek gelirlere ulaşmanız neden gerçek olmasın ki ?




Yoğurt Alırken Bu Rakamlara Dikkat !

Yoğurt Alırken Bu Rakamlara Dikkat !

Yoğurt satın alırken sadece son kullanım tarihlerine bakıyorsanız, size bir uyarımız var
Yoğurt kapları tehlike mi saçıyor ? Aldığınız yoğurtların plastik kaplarındaki rakamlar size mesaj veriyor.

Yoğurt kabınızın altında 5 rakamı varsa içiniz rahat olsun ama hiçbir rakam yoksa sağlığınız tehlikede !

Marketlerden aldıkları yoğurtların plastik kaplarının altındaki işaretlerde rakam yazmadığının farkına varan tüketiciler sikayetvar.com’a gönderdikleri şikayetlerle bu rakamların önemine dikkat çektiler.

Gelen şikayetler üzerine uzmanlar da “Plastik kapta bulunan yoğurtları almadan önce ilk işiniz altında bulunan numarayı kontrol etmek olmalı. Üçgen işareti içindeki rakamlar size sağlığınız hakkında mesaj veriyor. ‘5’ rakamı şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında kullanılır ve zararsızdır” diyerek hem firmaları hem de tüketicileri uyardı.

SADECE SON KULLANMA TARİHİNE BAKIYORSANIZ DİKKAT!

Tüketiciler şikayetlerini “Bir sağlık uzmanının uyarısı üzerine aldığım yoğurtun kabının altındaki işaretleri inceledim. Hepsinin bir anlamı varmış. Kabın altına veya yanına baktınız zaman bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. Benim yoğurt kabımda üçgen içinde rakam yoktu. Eğer ürünün altında hiçbir rakam yoksa aman dikkat almamaya dikkat ederim ama bugün aceleyle aldığım bir yoğurtta bu işaret yoktu. Sağlıklı plastik olması açısından bu işaretin içinde 5 rakamı yazmalıymış. Mesajımı okuduğunuzda, tercihiniz olan markanın kabının altına bir bakmanızı öneririm.” şeklinde dile getirerek uyardılar.

NELERE DİKKAT ETMELİ?

“Plastik türünün sağlığa zararlı olup olmadığını anlamak için numarasına bakın” diyen Şikayetvar Yöneticisi Dr. Ömer Deveci, nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında şu uyarılarda bulundu:

“Tüketicilerin ve uzmanların plastik ürünlerin gıdada kullanımı hakkında verdikleri bilgiler gerçekten çok çarpıcı. Plastikler türlerine göre 1’den başlayarak 7’ye kadar numaralandırılıyor. Özellikle Herhangi bir plastik ürün ile sunulan gıdayı alırken ilk işiniz altında bulunan numarayı kontrol etmek olmalı. Bağımsız ya da etrafında oklar olan bir üçgen içinde bu numarayı göreceksiniz. Eğer numara varsa kolay ama yoksa aman dikkat. Yoğurt kaplarında üçgen içinde 5 rakamı vardır. 5 rakamı poliproplendir ve zararsızdır. 5 rakamı şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında vardır. Zararsızdır. 3, 6 ve 7 no'lu plastiklerden uzak durulmalı. Bunlar zararlıdır. Yoğurt alırken kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın.”

Nasıl anlıyoruz?

Kabın altına veya yanına baktınız zaman bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan
bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. Benim yoğurt kabımda üçgen içinde 5 rakamı vardı. 5 numara “polipropilen”dir, altında da zaten "PP" yazar.

DİKKAT! 3, 6 ve 7 yazanları almayın, “5” yazmalı...

Plastikte kanser tehlikesi... Hangi plastikler zararlı?
Plastikler türlerine göre sınıflandırılıyor. Bu türler 1’den 7’ye kadar numaralandırılıyor.
Özellikle 3, 6 ve 7 no’lu plastiklerden uzak durmak şart! O halde hangi plastik türünün zararlı olduğunu anlamak için öncelikle numarasına bakmak gerekiyor. Herhangi bir plastik ürün alırken ilk işiniz altında bulunan numarayı kontrol etmek olmalı. Ya bağımsız, ya da etrafında oklar olan bir üçgen içinde bu numarayı görebilirsiniz. Eğer ürünün altında hiçbir rakam yoksa aman dikkat! Türkiye'de özellikle semt pazarlarında satılan ürünlerde yok! Numara varsa işiniz daha kolay.
Peki hangi numara, hangi üründe kullanılıyor? Hangileri zararlı, hangileri değil? İşte evde kullanılan plastikleri ayırmanız için üçgen içindeki numaralar hakkında bilmeniz gerekenler:

1. PET veya PETE Polietilen: Genelde su, iki litrelik alkolsüz içecekler ve yağların konduğu pet şişelerde kullanılır. Cam gibi şeffaftır. Zararsızdır.

2. HDPE Yüksek yoğunluklu polietilen: Deterjan ambalajları ve pet süt şişesinde bulunur. Zararsızdır.

3. PVC Polivinil klorid: Streç folyo, dış mekanda kullanılan eşyalar, plastik pipo, zemin malzemesi, duş perdeleri, şeffaf ve kabartmalı plastik ambalajlarda kullanılır. Zararlıdır!

4. LDPE Az yoğunluklu polietilen: Kuru temizleme ve çöp torbaları, yemek saklama kaplarında bulunur. Zararsızdır.

5. PP Poliproplen: Şişe kapakları, içecek kamışları, biberon, yoğurt kaplarında vardır. Zararsızdır.

6. PS Polistiren: Yemiş paketleri, plastik bardak-tabak, markette etin satıldığı köpük tabak, hazır paket fast food ürünlerdedir. Zararlıdır.

7. DİĞER: Bunlar birden altıya kadar kullanılan plastiklerin dışında kalanlardır. Yemek saklama kapları ve bazı pet şişelerde bulunur. Zararlıdır.

3, 6 ve 7 numaralı plastik kaplar içinde ambalajlanmış gıdalardan uzak duralım!



26 Nisan 2013 Cuma

MUTLAKA OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM ! :))

Evvel zaman içinde Memleketin birinde 90 yaşlarında
fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış?
Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış.

"bu gençliğin sırrı nedir" diye.
İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya.

Ama sorular sık ve soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.
Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca
herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.
"Bu davette size sırrımı açıklayacağım" demiş.

Herkes merakla davete gelmiş.Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş.

Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş.

Herkes konu ne zaman açılacak diye merak ederken adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş.

"Hatun , şu kilerden bir karpuz getirirmisin bize sana zahmet!.."

Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş.

Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da :

" Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka
getirir misin bir zahmet" demiş.

Hanım onu götürmüş bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.

"Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin" demiş.
Başka istemiş?. Bu böylece dört sefer daha tekrarlanmış .

Dedemiz beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş?. Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş.

"Eeeee?. Arkadaşlar işte benim gençliğimin sırrı burada anladınız mı??" Herkes birbirinin yüzüne bakmış.Kimse bişey anlamamış..

"Aman dede demişler nerde? Anlamadık biz bu sırrı!"
Dedecik gülmüş.
"Efendiler" demiş
"O gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile (aman be adam, delimisin nesin şu tek karpuzu ne
taşıtttırıyorsun bana defalarca.) demedi. Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. İşte bütün bu gençliğimi hanımıma borçluyum."

"Biz birbirimizi hiç başkalarının önünde zor
duruma düşürmeyiz. Aile içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız."
demiş.

Hayatınız seçtiğiniz kadındır..

Zevkli bir kadına rastlarsanız,ZEVKİNİZ,

bilgili bir kadına rastlarsanız BİLGİNİZ,

zeki bir kadına rastlarsanız ZEKANIZ gelişir.

Hayat kat kattır.

Babil'in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde
yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve bugün durduğunuz teras , seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır.

Hayatınız seçtiğiniz kadındır.



Gerçekten Kadın olmak masallarda bile zor...

Gerçekten Kadın olmak masallarda bile zor...
Ya kurbağa öpersin
Ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin
Ya kuleye kapatılırsın
Ya saçlarını elin adamı tırmansin diye uzatırsın
Ya gece 12’de Külkedisi'ne dönersin elbiselerin yırtılır...
Ve maalesef en kötüsü bazen seni sadece ayak numarandan tanıyan bir salağa aşık olursun. :))



OKUMAYA DEĞER !

Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve 'Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak' diyerek rest çekti.

Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve bir de çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can 'Baba ben de seninle gelmek istiyorum' diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular.

Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik Can sürekli babasına 'Baba nereye gidiyoruz ?' diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı. En son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti.

Arabaya bindiler. Can yol çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can 'Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim' diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında 'Beni affet baba' diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu 'Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet' diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...

'Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın'. Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum.


22 Nisan 2013 Pazartesi

Yumurtanın Faydaları Nelerdir?

Yumurtanın anne sütünden sonra besin içeriği bakımından en zengin besin olduğu,herkesçe bilinen bir olgudur. İnsanın ihtiyaç duyduğu tüm besinleri içinde bulundurur.
Yumurta, besinlerde bulunan en zengin proteinlere sahiptir. Yumurta insanın vücudunda salgılanamayan ve dışarıdan alınması zorunlu olan proteinleri barındır. Bunlara elzem amino asitler denir. Sindirilebilirliği yüksek olan bu besinde, bulunan tüm besin içeriği vücutta kullanılır ve vücut proteinlerine dönüştürülür. Çocukların protein ihtiyacının yarısının hayvansal kaynaklı besinlerden sağlanmasının uygun olduğunu söyleyen uzmanlar,  büyüme ve gelişme için çocuklarınyumurta tüketiminin gerekliliğini vurgulamaktadırlar.
Yumurtanın içinde A, B, D ve E vitaminleri bulunmaktadır. Diğer birtakım vitaminleri de içerir. A vitamini yumurtanın sarı kısmında bulunan bir vitamindir. Özellikle gözler için faydalıolan bu vitamin, kemik gelişiminin sağlıklı oluşunu ve diş sağlığı için de gerek duyulan bir vitamindir. Enfeksiyona karşı koruma sağlar, solunum sistemini ve sindirim sistemini güçlendirir. Bağışıklığa katkı sağlar.
D vitamini provitamin olarak bulunan bir vitamin olup güneş ışınları ile aktive olan bir yapıyasahiptir. Yumurta sarısı ise D vitamini bulunduran nadir besinlerden biridir. Güneş ışığındanfaydalanma ve yumurta tüketimi ile çocuklarda kemik gelişimine etkili bir katkı sağlanabilir. Kemik bozukluğu engellenir.

Vücudumuzu zararlı maddelerden koruyan E vitamini de barındıran yumurta, E vitaminiaçısından da zengindir. E vitamini oksidasyonu sağlayarak zararlı maddelerden korunmayı sağlar.Yumurta B2 vitamini bakımından zengindir. B2 vitamini deri ve göz sağlığı için gerekli olan bir vitamindir. Üstelik bazı besinlerin enerjiye dönüştürülmesinin sağlanabilmesi için B grubu vitaminlere ihtiyaç duyulur. Yumurtada bulunan bir diğer maddeden bahsedelim. Yumurtada bulunan kolin, beyin sağlığı için gerekli bir besin olup beyin fonksiyonlarının yerine getirilmesi içingereklidir.
Yumurtanın içerdiği faydalı maddeler sadece bu kadarla sınırlı değildir. Yumurtanın vitamin içeriğinin yanında, ciddi bir mineral potansiyeli taşıdığı da bilinmektedir. Demir ve çinko ise bu minerallerin başında gelen minerallerdir. Demir kan yapımı için gereklidir. Kan demir içerikli bir yapı olduğu için demir vücudumuz için çok önemli ve gerekli bir mineraldir. Demir eksikliği kansızlığa neden olur. Bunun yanında büyüme ve gelişmeye yardımcı, hastalıklara karşıkoruyucu görev görür. Demir eksikliği görülen çocuklarda öğrenme güçlükleri oluşur, okulbaşarısı ve öğrenme kabiliyetinde düşüşler göze çarpar.
Yumurtanın bir diğer güzel ve özel özelliği ise içinde C vitamini olmadığı halde C vitaminin emilimini arttırmasıdır. C vitaminin zengin olduğu besinlerle tüketildiğinde C vitamininden sağlanan verimi arttırır. C vitaminin yapısında bulunan demir emilimini arttırır.Yumurtadaki çinko ise büyüme, gelişme ve bağışıklık sistemi için önemli bir içeriktir.
Vitamin ve mineral açısından zengin oluşuna karşın yağ açısından fakirdir. İçerisinde çok az miktarda yağ bulunur. Yumurtada bulunan yağ miktarı 4.5 gram ve bu yağın 1.5 gramı doymuş yağ asitleridir. Kalan kısım doymamış yağ asitlerinden oluşur.

Yağ deyince akla gelen kolesterol açısından yumurtayı incelemek gerekirse, beyazında kolesterol ve yağ olmadığı görülür. Fakat buna karşın sarısında 213 miligram kolesterol bulunur. Besinlerdeki kolesterol oranının kandaki kolesterolü arttırdığı düşüncesi ile yumurtadan uzak durulmuştur. İnsanlar bu nedenle yumurta tüketimini azaltmıştır.
Yumurta sağlık için gereklidir; fakat yumurta satın alırken dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Satın aldığınız yumurtaların marketlerde buzdolabında saklanmış olmasına dikkat ediniz. Çatlak ve kırık yumurtaları satın almayınız. Yumurtaları buzdolabında saklayınız. Kalitesini kaybetmemesi için birkaç hafta içinde tüketiniz. Yumurta bayatladıkça su ve karbondioksit kaybeder ve ağırlığı azalır. Bu bilgi bayat ve taze yumurtayı ayırt etmek için kullanılabilir.

Kurban Bayramı Mesajları

Ramazan bayramınız kutlu, yüreğiniz mutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekanınız tahtlı, ömrünüz bahtlı, yuvanız bereketli olsun.
Bin damla serilsin yüreğine, bin mutluluk dolsun gönlüne, bütün hayellerin gerçek olsun, duaların kabul olsun bu bayramda… Ramazan Bayramın mübarek olsun!
Damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran, mutlu, umutlu, bereketli bir bayram dileriz.
Benim ömrümde ırmaklar vardır sularında hayellerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm. Bayramınız mubarek olsun!
Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Ramazan Bayramınız kutlu olsun!
Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin öyle içten samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi Bayramlar.
Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Ramazan Bayramı diliyoruz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öpüyoruz.
Sema kapılarının açık olduğu bugünde heybenizde tohum tohum dua menekşeleri saçmanız temennisiyle hayırlı bayramlar.
Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın. Bayramınız kutlu olsun.
Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj, kapatır mesafeleri birleştirir gönülleri kalbiniz nur, haneniz huzur dolsun,Bayramınız mübarek olsun.
Kalpler vardır sevgiyi yaşatmak için, insanlar vardır dostluğu paylaşmak için ve bayramlar vardır sevgi ile kucaklaşmak için.Bayramınız kutlu olsun.
Tüm yürekler sevinç dolsun, umutlar gercek olsun,acılar unutulsun,dualarınız kabul ve bayramınız mübarek olsun.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul ve Ramazan Bayramın mübarek olsun
Bayramlar berekettir,umuttur,özlemdir.Yarınlar niyettir ve duaların kabül olsun , sevdiklerin hep seninle olsun Bayramınız Kutlu Olsun.
Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun.Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın Bayramın Kutlu Olsun
Bizim hayatımızda nehirler vardır, köpüklerinde umutlarımızı yüzdürdüğümüz ve bizim ömrümüzde güzel insanlar vardır, görünmeyince ölesiye özlediğimiz Bayramın Kutlu Olsun
Sevgi söze dolarsa dua olur, dua Allah’a ulaşırsa nur olur, aynı yolda birleşen dualarımızın nur’a dönüşüp Rabbimize ulaşması dileği ile Bayramın Kutlu Olsun
Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Ramazan bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Bu değerli Kurban Bayramı.nda, kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi bağışlayıcı ve acıyıcı yüce Allah tüm dualarınızı kabul etsin.
Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Kurban Bayramları dileğiyle.
Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Kurban Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı olsun
Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın. Bayramın kutlu olsun
Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin, öyle içten öyle samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi bayramlar
Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın. Bayramın kutlu olsun…
Tüm yürekler sevinç dolsun, umutlar gercek olsun,acılar unutulsun,dualarınız kabul ve bayramınız mübarek olsun.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul ve Ramazan Bayramın mübarek olsun!
Mübarek Ramazan Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi dileriz. Bayram tüm insanlığa hayırlı olsun!
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin biraraya geldiği, rahmetle ve şefkatle dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun.
Bir Ramazan Bayramı daha geldi. Bu bayramın öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan diliyoruz. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara..
Bugün Bayram! Mübarek Ramazan Bayramı Tüm insanlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan Bayramı’nı doya doya yaşıyalım. Hayırlı bayramlar.
Her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da sana ve ailene mutluluk ve neşe getirmesini diliyorum… İyi bayramlar!
Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara…
Ramazan Bayramı.nın ulusumuzun diriliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dileriz.
Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmesine vesile olan Ramazan Bayramınız mübarek olsun.
Bu değerli Ramazan Bayramı.nda, kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi bağışlayıcı ve acıyıcı yüce Allah tüm dualarınızı kabul etsin.
Bayram sabahları, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, Ramazanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca. Köprü hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki ‘pause’ düğmesine dokunun… Kısa bir süre için hayatı durdurun. Mutlu bayramlar…
Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Ramazan Bayramınız hayırlara vesile olsun.
Bugün Bayram! Mübarek Ramazan Bayramı. Tüm inananlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan Bayramı.nı doya doya yaşayalım. Hayırlı bayramlar!
Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Ramazan Bayramları dileğiyle.
Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Ramazan Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
Heyecan ve özlemle beklenen kutsal Ramazan Bayramı geldi, hoşgeldin. Mübarek bayram ulusumuza sağlık, huzur, mutluluk, bolluk ve bereket getirsin. Hayırlı bayramlar dileğiyle.
Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını dileriz. Buhayırlı günde dualarınız kabul olsun. Dualarınızı eksik etmeyin…
Mübarek Ramazan Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin.
Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindekikeder de ancak böyle bir ikinci geliş ümidiyle hafifler; tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Ramazan Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğimizle. İyi bayramlar!
Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun.
Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Ramazan Bayramınız hayırlara vesile olsun.
Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan Bayramını doya doya yaşayalım. Hayırlı bayramlar!
Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Ramazan Bayramları dileğiyle.
Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Ramazan Bayramınız kutlu olsun!
Mübarek Ramazan Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin. Ramazan Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğimizle. İyi bayramlar!

En güzel Bayram Mesajları,Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı Mesajları  1. Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Kurban Bayramı diliyoruz.
2. Allahın rahmeti üzerine olsun. Sana gelen her iyilik Allahtandır, bütün kötülükler nefsindendir. Mekanın cennet yuvan huzurlu kalbin Allah ile dolu bayramın mübarek olsun.
3. Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmesine vesile olan Kurban Bayramınız mübarek olsun.
4. Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir. Yarınlar niyettir. Kestiğiniz kurban ve dualarınız kabul olsun, sevdikleriniz hep sizinle olsun.. Bayramınız mübarek olsun…
5. İslamın nurlu güneşi kalbine dolsun, makamın cennet hz. Muhammed komşun olsun, günlerin mutluluk, gönlün saadetle dolsun bayramın mubarek olsun.
6. Benim ömrümde ırmaklar vardır sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm.Bayramın mübarek olsun.
7. Zamana ve mekana sığmayan bir bereketle bereketlenmek ve bağışlanmis olmanın o şerefli makamına erişmiş olmak temennisiyle Bayramınız mübarek olsun.
 

8. Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj, kapatır mesafeleri birleştirir gönülleri kalbiniz nur, haneniz huzur dolsun,Bayramınız mübarek olsun. 9. Kalpler vardır sevgiyi yaşatmak için, insanlar vardır dostluğu paylaşmak için ve bayramlar vardır sevgi ile kucaklaşmak için.Bayramınız kutlu olsun.
10. Tüm yürekler sevinç dolsun, umutlar gercek olsun,acılar unutulsun,dualarınız kabul ve bayramınız mübarek olsun.
11. Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul ve Ramazan Bayramın mübarek olsun!
12. Bayramlar berekettir,umuttur,özlemdir.Yarınlar niyettir ve duaların kabül olsun , sevdiklerin hep seninle olsun Bayramınız Kutlu Olsun.
13. Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun.Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın Bayramın Kutlu Olsun
14. Bizim hayatımızda nehirler vardır, köpüklerinde umutlarımızı yüzdürdüğümüz ve bizim ömrümüzde güzel insanlar vardır, görünmeyince ölesiye özlediğimiz Bayramın Kutlu Olsun
15. Sevgi söze dolarsa dua olur, dua Allah’a ulaşırsa nur olur, aynı yolda birleşen dualarımızın nur’a dönüşüp Rabbimize ulaşması dileği ile Bayramın Kutlu Olsun
16. Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Ramazan bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
17. Bu değerli Kurban Bayramı.nda, kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi bağışlayıcı ve acıyıcı yüce Allah tüm dualarınızı kabul etsin.
18. Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Kurban Bayramları dileğiyle.
19. Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Kurban Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
20. Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Kurban Bayramınız kutlu olsun.
21. Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı olsun…
22. Yüreğine damla damla umut, günlerine bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdiklerin hep yanında olsun, yüzün ve gülün hiç solmasın. Bayramın kutlu olsun…
23. Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin, öyle içten öyle samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi bayramlar!
24. Damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran, gerçekten güzel ve bereketli bir bayram dileriz.
25. Birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dilerim.
En delice esen seher yeli, en güneşli günler, en parlak gecedir bayramlar. Yüreklerde bir esinti ve barış paylaşımına en sıcak ‘merhabadır’ bayramlar. Kurban Bayramınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun!
26. Hayır kapılarının sonuna kadar açık, kaza ve belaların bertaraf olduğu Kurban Bayramı.nın, yaşadığınız tüm sorunları alıp götürmesi dileğiyle…
27. Hayır kapılarının sonuna kadar açık, kaza ve belaların bertaraf olduğu Kurban Bayramınızın yaşadığınız tüm sorunları alıp götürmesi dileğiyle.. Kurban Bayramınız mübarek olsun, tüm dertleriniz deva bulsun!
28. Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri, bir sıcak gülümseme, bir ufak hediye daha da yaklaştırır bizi birbirimize. Kalbiniz nur, eviniz huzur dolsun. Kurban Bayramınız bereketli olsun!
29. Dostluğu, sevgiyi ve geleceği… Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı… Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dilerim.
30. En delice esen seher yeli, en güneşli günler, en parlak gecedir bayramlar. Kurban Bayramınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun.
31. Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Bayram diliyoruz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öpüyoruz.
32. Ramazan Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğimizle. İyi bayramlar!
33. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Ramazan Bayramınız kutlu olsun! Mübarek Ramazan Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Allah tüm inananlara nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin.
34. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan Bayramını doya doya yaşayalım. Hayırlı bayramlar! Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Hayırlı ve bereketli Ramazan Bayramları dileğiyle.
35. Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Ramazan Bayramınız hayırlara vesile olsun.
36. Küskünlerin barıştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun. Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindeki keder de ancak böyle bir ikinci geliş
37. Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindekikeder de ancak böyle bir ikinci geliş ümidiyle hafifler; tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Ramazan Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ai
38. Bayramlar, insanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve saygının perçinlendiği günlerdir. Bayramlar, insanların birbirleriyle olan dargınlıklarını unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları günlerdir. Bayramlar,milli ve dini duyguların, inançların, ör
39. Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını dileriz. Buhayırlı günde dualarınız kabul olsun. Dualarınızı eksik etmeyin…
40. Heyecan ve özlemle beklenen kutsal Ramazan Bayramı geldi, hoşgeldin. Mübarek bayram ulusumuza sağlık, huzur, mutluluk, bolluk ve bereket getirsin. Hayırlı bayramlar dileğiyle.
41. Sema kapılarının açık olduğu bugünde heybenizde tohum tohum dua menekşeleri saçmanız temennisiyle hayırlı bayramlar.
42. Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Ramazan Bayramı diliyoruz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öpüyoruz.
43. Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun! Ramazan Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin, tüm insanlık için hayırlara vesile olsun.
44. Bugün Bayram! Mübarek Ramazan Bayramı. Tüm inananlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yan
45. Ramazan Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı, yuvanız bereketli olsun… Damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran, gerçekten güzel ve bereketli bi
46. Bin damla serilsin yüreğine, bin mutluluk dolsun gönlüne, bütün hayallerin gerçek olsun, duaların kabul olsun bu bayramda… Ramazan Bayramın mübarek olsun!
47. Bayram sabahları, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, Ramazanlık hayvanların sesleri, bir telaş bir koşturmaca. Köprü hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezme
48. Varlığı ebedi olan, merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmesine vesile olan Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Bu değerli Ramazan Bayramı.nda, kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabb
49. Ramazan Bayramı.nın ulusumuzun diriliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dileriz.
Benim ömrümde ırmaklar vardır sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm. Bayramınız mübarek olsun!
51. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara…
52. Her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da sana ve ailene mutluluk ve neşe getirmesini diliyorum… İyi bayramlar!
53. Bugün Bayram! Mübarek Ramazan Bayramı Tüm insanlar birbirlerine daha çok yakınlaşsın, dargınlıklar ortadan kalksın, kardeşlik ve dostluk duyguları daha da kuvvetlensin. Tüm insanlar neşe ve mutluluk denizinde yüzsün. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana
54. Bir Ramazan Bayramı daha geldi. Bu bayramın öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan diliyoruz. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de
55. Bir bayram gülüşü savur göklere, eski zamanlara gülücükler getirsin öyle içten samimi, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. İyi Bayramlar.
56. Küskünlerin barıştığı, sevenlerin biraraya geldiği, rahmetle ve şefkatle dolu günlerin en değerlilerinden olan Ramazan Bayramınız kutlu olsun.
57. Mübarek Ramazan Bayramını sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde geçirmenizi dileriz. Bayram tüm insanlığa hayırlı olsun!

Göçlerin Nedenleri ve Sonuçları

İnsanların ekonomik, sosyal, siyasi ve doğalnedenlerden dolayı yer değiştirmesine göç denir. Göçlerin önemli bir kısmı ekonomik kökenlidir.
Göçler iç ve dış göçler olmak üzere ikiye ayrılır;
a) İç Göçler
Ülke sınırları içerisinde gerçekleşen göçlerdir. İç göçler sürekli ve geçici olmak üzere ikiye ayrılır.
Sürekli Göçler
Göç eden nüfusun gittiği yerde sürekli kaldığı göçlerdir. Bu göçler genellikle kırdan kente doğrudur. Bu göçlerde ekonomik faktörler sosyal ve siyasi olaylar ve doğal afetler etkilidir. İç göçlerin 1950 lerden sonra fazla olmasında, kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı, toprakların yetersiz olması ve şehirdeki sanayileşmeyle birlikte artan iş imkanları etkili olmuştur.
İç Göçün Nedenleri
-    Kırsal kesimde hızlı nüfus artışıyla toprakların bölünmesi ve ailelerin geçimini karşılayamaması
-    Toprağın erozyonla verimsizleşmesi
-    Makineli tarımın gelişmesi ve kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması
-    Kırsal kesimde iş imkanlarının sınırlı olması
-    Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş imkanlarının ve gelir kaynaklarının fazla olması
-    Kentlerde eğitim, sağlık hizmetlerinin kırsal kesimden daha iyi olması
-    Deprem, heyelan, sel gibi doğal afetlerin meydana gelmesi
iç göçler daha çok Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden, özellikle sanayileşmiş İstanbul, İzmir, Bucsa, İzmit, Konya, Gaziantep, Adana gibi merkezlere olmaktadır. Ayrıca göç eden nüfus genelde erkek ve genç nüfustur. Daha çok tarım dışı sektörlerde çalışırlar.
İç göçün sonuçları
-    Ülke nüfusunun dengesiz dağılması
-    Yatırımların dengesiz dağılması
-    Düzensiz kentleşme sonucunda sanayi tesislerinin kent içinde kalması ve altyapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, haberleşme) yetersizlikler görülmesi
-    Kentlerde işsizliğin artması ve aşırı nüfuslanmanın meydana gelmesi
-    Dışardan göç alan yerlerde (İstanbul, Ankara, izmir, Bursa vb.) erkek nüfus artarken, dışarıya göç veren yerlerde (Çorum, Kastamonu, Sinop) ise kadın nüfusunun artması
-    Göç veren yerlerde tarım alanlarının boş kalması ve hayvancılığın gerilemesi
İç Göçü Önlemek İçin
Kırsal kesimde sulu tarımın ve modern hayvancılığın geliştirilmesi, ulaşım, eğitim, sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bazı sanayi kollarının buralara kaydırılması gerekir.
Mevsimlik Göçler
Türkiye’de bilhassa yaz mevsiminde inşaat, turizm ve tarım sektöründe çalışmak için mevsimlik göçler olmakta ve Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, Ordu, Giresun gibi merkezlerde geçici nüfus artışları meydana gelmektedir.
b) Dış Göçler
Bir ülkeden başka bir ülkeye olan göçlere dış göç denir. Dış göçlerin en önemli nedenleri savaş, baskı, zulüm ve ekonomik sebeplerdir. Bunun dışında anlaşmalarla karşılıklı nüfus değişimleri (mübadele) ve eğitim maksadıyla dış göçler olmaktadır.
Türkiye’de özellikle 1960′lı yıllardan sonra başta Avrupa ülkelerine olmak üzere ekonomik nedenlerden dolayı dış göçler meydana gelmiştir.
Dış ülkelere olan bir diğer göç ise beyin göçüdür, iyi eğitim görmüş nitelikli bireylerin yurt dışına göç etmesidir. Dış göçlerle bir ülkenin nüfusunda artma veya azalma meydana gelebilir. ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkelerin 20. yüzyılın başındaki nüfusları ile 2000′li yıllardaki nüfuslarının çok farklı olmasının nedeni bu ülkelere dışarıdan gelen göçlerdir.

Mayaların Kehaneti Neydi?

Uygarlıklar doğmuş, büyümüş ve yok olmuştur. Dünyanın bir başka yerinde,dünyadahesaplanabilen takvimi kullanan, astronomikbilgilerini açığa vuran, bilimsel verilerle üstünhesaplama gücü ispat edilen bir uygarlıkyaşamıştır. 21 Aralık 2012 tarihinde, dünyanınkaranlığa gömülebileceğini öngören Mayalar, bu günü Zibalbobay olarak adlandırmışlardır. Bu kelimenin anlamı “Yeraltına İnme Yolu” olarak isimlendirilmiştir.20. yüzyılın bitiminde, Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği, yahut 11 Ağustos 1999 tarihinde güneş tutulmasının gerçekleşeceğini, kâhin Nostradamus belirtmişti. Acaba, tüm bunlar, bilimsel kanıtlarla gerçekleşen bir takım doğruları da beraberinde mi getiriyordu? 11 Eylül saldırısı olarak nitelendirilen saldırı da, 11 Ağustos 1999 tarihinden (güneş tutulması) daha çok hayatımızıdeğiştirmişti.
2012 yılını, diğer yıllardan ayıran özellik nedir?
İklim değişikliği, beklenmedik fırtınalar, tufanlar, sel felâketleri, depremler, çevre felâketleri ile dünyanın dört bir tarafında oluşan tüm değişikliklere her gün şahit oluyoruz. Dünyanın sonunun geleceği bir yanlış alarmdan mı ibarettir? Elbette ki, doğa ananın sebep oldukları; yani yukarıda saydıklarımızdan depremler, volkanik faaliyetler, iklim değişikliği haricinde bizim elimizde olmayan sebeplere işaret etmektedir. Tüm bunlara sebep olan nedir? Güneş, iklim değişikliklerinin sorumlusu mudur, yoksa insan mı bunlara sebebiyet vermiştir?
Merkezî Amerika’da bulunan, Maya Takvimi’nin belirttiğine göre, 13. Baktoon’da, 2012 yılında, zamanın sonuna işaret etmektedir. Mayalarla birlikte, Aztekler de, 5. Çağdan bahsetmektedirler. Bu çağın da, 2012 tarihinde başlayacağını ve 6. güneşin doğacağını ifade etmektedirler. Mayalara göre, M.Ö. 11 Ağustos 3114 tarihinde her şeyin başladığı sanılmakta idi. Ancak bizim verilerimiz, dünyanın oluşumunun çok daha eskilere dayandığını göstermektedir. Bu böyle ise, neden 2012 tarihinin dünyanın sonu olacağını ciddiye almalıyız ki? Yahut 2012 tarihi, yeni bir dünyanın doğuşunun tarihi mi olacaktır?
Philip Coppens’e göre, birçok insan tarafından 2012 yılı popüler olmuştur.
En azından X-Dosyaları kapsamına girdiği için… I am Legend veya 2012 adını taşıyan Hollywood filmleri de ,2012 yılının popüler olmasına katkıda bulunmuşlardır. Son Indiana Jones filmine baktığımızda da, 12 tane bağlaşık kristal kafatasının varlığına işaret edilmektedir. 2012 yılına uzaylı istilası olsun, dünyada felâketlerin yaşanacağı olsun, bir çok komplo teorisi geliştirilmiştir.
Bilim-kurgu’dan Bilim’e doğru geçiş yapılırsa; 1980′li yıllarda, Jose Horgias 11 Ağustos 1987 tarihinden itibaren ruhsal bir uyanışın gerçekleşeceğini, bunun tüm dünyaya yayılacağını ve dünyada olumlu gelişmelerin olacağını öngörmüştür. Buna “Uyanış” adını vermiştir ve 2012 yılına kadar olan süreçte insanlığın bu uyanışı kullanarak insanlığın tüm olumlu yanlarını kullanarak, 2012 yılına girilmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak bu tarihten beri dünya pek az değişmiş, 1987 yılı ile öncesi arasında pek fark yok gibidir. İnsanlık I. II. Dünya savaşlarına şahit olmuştur. Irak savaşını, Afganistan savaşını insanlık canlı yayınlardan izlemiştir. Ne yazık ki geçen yüzyılda insanlık, çok az iyi şeye şahit olabilmiştir. Demir perdenin düşmesi ile, dünyadaki kutuplaşma bir nebze de olsa azalmıştır, ancak, dünyayı değiştirecek nitelikte değildir. 2012 yılı fenomeni bir çok öngörü ile gelmekte, lakin bunun nelere yol açacağı da, zamanla ortaya çıkacaktır.
Geoff Stray’e göre, Amazon ormanlarındaki ağaçların azalmasını bile, Çinlilerin öngördüğünü Ichin-Eichin ile gösterildiğinden bahsetmektedir. Bu tabir, değişen şeylerin kitabıdır. Ichin’de 64 adet farklı diyagram mevcuttur ve Ying Yang ile birleşmiştir. Stray, gezegenimizdeki, yaşadığımız galaksi hatta evrenin bile kodlandığından bahsetmektedir. Bu kodlamayı matematisyenler bir programla bilgisayara aktardıklarında, dünyadaki yeniliklerle birlikte, yükselen ve alçalan istatistiki bir grafik oluşturmuşlardır. Bu grafiği analiz ettiklerinde, 2012 yılında, zamanın tükeneceği sonucunu program vermiştir. Matematisyenler, Ichin’deki tüm değişimleri bu programda hesaplamaya çalıştıklarında, zamanın bitimi sonucuna vardılar.
Zaman ne basit, ne de lineerdir. Zamanın kodunu çözmek, ancak geleceği göstermeye yarayan bir istatistiki veriyi bize kazandırmaktadır. Zaman içerisinde pek çok değişim, pek çok yenilik beraberinde yaşanmış ve yaşanacaktır. Zamanın yarattığı yenilikler ise, kendi gücümüzün ötesinde yer alır. Bu programda yer alan, geçen yüzyıldaki en büyük değişim veya yenilik; dünyada hiç öngörülmeyen ve 1945 yılında gerçekleşen, Hiroşima’ya atılan atom bombasıdır. Maya takvimi, Ichin hesaplamasından önce bulunmuştur ve Maya Takviminden 1000 yıl sonra Ichin hesaplamaya başlamıştır.
Omega noktası, 2012 mihenk taşı olabilir mi?
2012 yılı bir başka boyuta açılan kapı olabilir mi? Ya da uygarlığın çağ atlayacağı bir târih olabilir mi? Yahut insanlığın yaşabileceği hızlandırılmış bir biçimde insanlık ultra hızlı bir evrim süreci mi, daha doğrusu evrim sıçraması mı geçirecektir? Milyon yılı bir saniyede almak gibi bir durum söz konusu olacak mıdır?
Zaman, nerede yaşadığımızı, nerede çalıştığımızı, nereye ait olduğumuzu belirler. Zaman yolculuğu ise, bir bilim kurgu olarak varlığını sürdürmüştür.  Ancak bunun imkansızlığı üzerinde durmuşlardır. Zaman yolculuğunun, fikir bazında yapılabileceği düşünülmektedir. Bu anahtar soru, yanıtlanmayı beklemektedir. Bazı mekanikçilere göre 2012 yılında ilk zaman makinesi icat olunacaktır ve gelecekten birçok zaman makinesi dünyaya ulaşacaktır. Bu da, büyük baba paradoksunu oluşturacaktır. Eğer gelecekten geçmişe doğru bir yolculuk yaparsanız ve büyük babanızı öldürürseniz, kendiniz, gelecekte var olacağınız için, kendi kendinizi yok etmiş olacaksınızdır. Bu sebepten bilim adamlarından bazıları, zaman makinelerinin  değil, tek bir zaman makinesinin sonsuzluğa açılacağını söylemektedirler.Şamanistler, eski rahipler, eski kabilelerden oluşuyordu ve zaman yolculuğunu bedenlerinden ayrılarak  yapıyorlardı. Zira şamanların dîninde, din bedenin ötesinde idi. Julian Janyes biyokimyasal çöküş adı altında yaptığı araştırmalarda, geçmişte yaşayan ve bize ne yapmamızı gerektiğini söyleyen, vicdan gibi bir iç öngörü sisteminin, binlerce yıl öncesinden var olduğunu ve ona danıştığımızda bize yön verdiğini, farklı boyutlarda çalıştığını savunmuştur.
Şimdi sormak gerekirse, zaman yolculuğu mümkün müdür? Kendi beyin kimyamız ile bunu gerçekleştirmemiz mümkün müdür? Nöroloji bilimi, insan beynini ne kadar anlamaya çalışırsa çalışsın, insan beyninde anlayamayacağı büyük bir alan oluğu için, bu tıp alanının, her şeye vâkıf olmasını, sekteye uğratmaktadır.Mayaların, son olarak adlandırdığı 2012 yılı ile birlikte, Hıristiyan dünyasında Apokalips olarak adlandırılan dönem ile bağlantısı olan dönem ve İsa’nın dünyaya yeniden dünyaya gelmesi beklenmektedir.
Zolkin, Yukatan’ca (Maya dili) kalan günlerin sayımı anlamına gelir. 260 günün ne şekilde geçeceğini anlatır. 13 numara kombine edilerek oluşturulmuş bir zaman dilimidir. İnsanın aklından geçenleri n iyi mi kötü mü olacağını, Maya rahipleri bu sistemle hesaplamışlardır. 260 günde takvim kendini tekrarlar ve 13. Baktoon zamanında, bitim 2012 yılını işâret eder. Kaktoonlar ise yüzyılı ifâde eder. 20 gün Maya Takviminde Yunel (0.) olarak belirtilir. 18 Yunel, 260 günü bize verir. 20 Yunel ise, Kaktoon (0.0.0) eder. 20 Kaktoon da Baktoon eder (0.0.0.0), 13 Baktoon da (0.0.0.0.0) ederek milattan önce 3114 yılından M.S. 2012 yılına işâret eder. Bu da 1.872.000 gün eder veya 5125 yıla tekâbül eder. Bununla berâber, 20 Baktoon’lar (0.0.0.0.0.0), bir Piktoon eder, 20 Piktoon ise; (0.0.0.0.0.0.0) eder ki, bu da Kalektoon eder. 20 Kalektoon (0.0.0.0.0.0.0.0) ise, bir Chichiltoon eder. 20 Chichiltoon (0.0.0.0.0.0.0.0.0) ise, Allertoon eder.  65.000.000 toons, 65 milyon yıla tekâbül eder. M.Ö. 3114 yılı, 13 Baktoon’un tamamlanması anlamına gelir. 0 Kaktoon, 0 Toons, 0 Unals, 0 gün demektir. 2012 yılında da 13 Baktoon’un tamamlanması Maya Takvimine göre gerçekleşecektir.Bu da 5125 yıla denk gelir ve yeni bir döngünün başlangıcı anlamına da gelmektedir.
İspanyol işgâlinden sonra, Maya uygarlığında, herhangi bir gelişme de olmamıştır. Belki kendi takvimlerini yenileyebileceklerdi. Ancak elimizdeki verilere dayanarak, M.Ö. 3114 yılını son yaratılış tarihi olarak aldıklarını biliyoruz. 2012 yılını da, yaratılışın kapanışı olarak adlandıklarını biliyoruz. Ümidimiz ise, yeni bir yaratılışın devamı olması şeklindedir. 13. Baktoon, 4 bölümdedir. 3 ayrı takvim de bu günü işâret etmektedir. Balonyoktiku’ya göre 9 Tanrılarının desteklediği bir bitiş olarak adlandırılmaktadır. Maya inanışına göre 2012 târihi de, Mayaların 9 Tanrısının geri dönüş tarihi olarak da adlandırılmaktadır. Chilenbilen kehânetine göre, İspanyollar Maya topraklarına ayak bastıkları zaman, Mayalar İspanyolların kötü etkisinde kalacaklardı. Denizin üzerinde ateş olarak dönecekleri beklenen Maya Tanrıları, beraberinde güneşten kopan fırtınalar getirecektir. Kaktoon Kukul Khan belki de dönecektir. Venüs’ün güneşin önünden geçmesi ile beraber başlayacak olan bir takım kehanetler de bulunmaktaydı. Hıristiyanların İsa’yı beklemeleri gibi, Mayaların da 9 Tanrısını beklemeleri , inanç açısından paralellik taşımaktadır. Bolonyoktikool’un tamamlanması ile Mayalar, 9 farklı açıdan olaya yaklaşmışlardı. Aztekler ise, 9 gece lordunun geleceğine inanıyorlardı. Bu da cehennemin 9 katını onlar için ifâde ediyordu. Yeraltından gelecek olan bu 9 Tanrının cennetteki 13 Tanrıyı kovacakları da Maya kehânetleri arasındadır. 9 sayısı yalnızca Mayalarda önem taşımamakta, aynı zamanda, Antik Mısır’da olsun, Tapınak Şövalyelerinde olsun büyük önem arz etmekteydi. 2012 yılı da tüm bunlarla berâber gelen, antitezin üstüne antitezin yüklendiği bir fenomen hâline gelmiştir. Yani gerçek olmayan şeylerin, gerçek olacağı gibi bir algılamaya insanı götürebilmektedir. Yıldız geçidi (Stargate) komplo teorisine göre de, yeni bir çağ başlayacağı fenomeni kendini göstermektedir. 13. Baktoon ile berâber, konuyu araştıranlar; güneş, ekliptik düzlem ve Samanyolu Galaksisi ile, bu tarihin bitişi bağlantı olduğu sonucuna iknâ oldular. Mayaların inancına göre de, evrende yer alacak olan büyük bir kara deliğin de, odak noktası hâline geleceği de inançları arasındaydı. Kara delik, tekliliği ifâde etmekte, ikincisi metodolojiyi betimlemektedir.
Mc Channer adlı bir bilim adamı da ölmeden bir yıl önce 2012 yılının bitiş değil, dünyanın yeniden doğuşu olarak adlandırdı. Bu tarihin ruhsal anlamda büyük bir yükselişi ifade ederek, ruhsal anlamda geçirilecek bir evrimin var olacağını da belirtmiştir. Yani bir dünya çağından, bir diğer çağa sıçrayış anlamındadır. Çağımızda yaşamış olan, Berlin Duvarı’nın yıkılışını, Çernobil faciasını ve birçok olayı önceden tahmin eden ve kehanetler sunan bir kahine göre, 2012 yılının, insanlığın düşüncelerine açılan bir pencere olacağını, dünyanın 2012 ve 2014 yılları arasında, geomanyetik bir dönüşüm geçireceğini, bunun felaketle sonuçlanmayacağını, aksine insanlığın ilerleyişine olan, evrimsel bir anlayışla insanları ilerleteceğini öngörmüştür. Sibiryalı coğrafyacı, Aleksey Dimitriyev, değişimin sâdece dünyada olmayacağını, bütün Güneş Sistemi’nde değişikliklerin olacağını, atmosferik ve manyetik çekim gücü ile oluşacağını söylemektedir. Güneşin hilosferinde de değişikliğin meydana geleceğini, uzayda dünyanın yeni bir manyetik etki alanına gireceği, plazma bulutu içerisinde, dünyanın manyetik plazmasının bundan etkileneceğini belirtmiştir. Dimitriyev , Güneşin aktivitelerinin çoğalarak dünyayı etkileyeceğini, tüm dünyanın bundan etkileneceğini öngörmektedir. Dimitriyev ayrıca, geomanyetik oluşumlardan geriye dönüşüm sağlanabileceğini de belirtmiştir. Bu da normal olmayan, 3. boyutta yer alan tecrübeler oluşturacaktır. Bunu da insan türünde kümelenmiş spontan evrim olarak adlandırmıştır.
Tekrar hatırlatmak gerekirse, Zibalbobay olarak Mayaların adlandırdıkları gün, yâni ” Yeraltına İnme Yolu” anlamı ile beraber, 9 Tanrı yeryüzüne gelecek, ancak onların gücüne karşı koyacak bir kahramana ihtiyaç duyulacaktır. Bu kahramanın, 9 Tanrı ile yüzleşerek, yer altına ineceği, onlarla 4. boyutta karşılaşacağı ve yıldız geçidi ile onlara ulaşacağı ve kendini fedâ edeceği da kehanetler arasındadır. Bunun için tek ihtiyacımız olan bir kahramandır.
Arizona’da yaşayan Kızıldereliller, 4. dünyada yaşadıklarına inanmaktaydılar. Ve 5. dünyaya transfer olacaklarına inanıyorlardı. Aztekler de benzer inançla, 5. güneşin yaklaşacağına inanıyordu. 4. dünyanın 5. dünyaya yaklaşırken büyük kıyımların olacağına, evrimsel bir sıçrama yaşanacağına da inanılıyordu. Mushoschoschovno’nun uzaydan gelen bir cisim olarak büyük yıkımlara yol açacağına da inanılmaktaydı. Bu da kızıl boğanın yeryüzüne dönüşü olarak adlandırılmakta idi. Bu eski çağ inançlarına göre, gökyüzü ve yer yüzünü havada ve yerde tutan iki Tanrı arasında oğulları bulunmakta idi ve bu iki oğul gökyüzünün gökte, yer yüzünün yerde olmasını sağlamakta idi. Eğer bir gün insanlar Tanrılarını ve eski mitlerini unutacak olurlarsa, yer ve göğün birleşeceğine inanılmaktaydı. Bu şekilde de dünyanın sonu gelecekti. Bu da yaşam ve ölüm anlamındaydı. Ruhsal mesaj olarak da, büyük bir meteorun güneş sistemine girip, dünyayı yok edeceği de bulgular arasındaydı.
Belki tüm bunlar birer tesadüf ya da doğru olmayan inançlardır. Maya Takvimi’nin sonlanması, galaksinin aktivitelerinin en aza ineceği bir tarihe de denk gelmektedir. Dîni bir olgunun, bilimsel bir gerçekliğe denk gelmesidir belki de. 2012 yılında güneşte meydana gelecek çok fazla aktivitenin de, dünyayı etkileyebileceği de göz önüne alınmalıdır.
2012 filmi de bir dünyanın sonunu anlatmaktan çok, uygarlıkların sona ermesi olarak da mesaj vermektedir. Tahminler veya senkronize bir takım rakamların uyuşması bunları doğuruyor olabilir. Dünya, iklim değişiklikleri ile beraber, bir felâkete doğru sürüklendiği açıktır. Sera etkisi ile eriyen buzullar 150 milyon yılda bir gerçekleşen bir durumla farklılık ve değişim göstermektedir. Dünyanın, manyetik alan kalkanı, bilim adamlarının yapmış olduğu çalışmalar sonucunda, eskisinden çok daha zayıf olduğunu kanıtlamıştır. Bunun sebebinin ne olduğu bilinmemekle berâber, güneşten gelen solar alevler olabilir.
Zibalbobay, yoldan yeraltı dünyasına, 9 Tanrı, doğa ananın gücü ile beraber dünyanın tekrar anneye dönüşü olarak da adlandırılabilmektedir. Bir diğer teoriye göre, dünyanın bir kara delik tarafından yutulacağı, 4. dünyadan 5. ye sıçrayacağı, bir dünyadan öbürüne kapı açılacağı, dünyanın yeniden doğuşuna benzerlik yaşanacağı söylemleri de mevcuttur. Bir yok oluş aslında yeniden doğuşa işaret etmektedir. 2012 yılı fenomeni ile birlikte, mayaların bu kadar gelişmiş bir uygarlık, takvim yapadursunlar, o tarihlerde Avrupa’da insanlık tarihinde; insanlığın M.Ö. 4004 yılında başladığına, dünyanın düz olduğuna ve evrenin merkezinin dünya olduğuna inanılmaktaydı. Dünyanın öbür ucunda ise; Mayalar, 5 Milenyum boyunca her şeyi doğru hesapladılar ve bugün, bilim, 5000 yılı tam ve doğru olarak Mayaların hesapladığını ispatlamıştır. 2012 yılı, belki de bir dönüm noktası oluşturacak, bir çağın sonu, yeni bir başlangıcın doğuşu, tek bir dünyanın oluşumu olarak da gerçekleşebilecektir. 5000 yıldan daha fazla zamandır, uygarlıklar doğdu, büyüdü ve yok oldu. Ancak Mayalar, ne yazık ki 2012′yi yani 13. Baktoon’u tahmin etmelerine rağmen, o güne şahit olamayacaklardır.
İklim değişiklikleri ile ilgili olan tüm işletmeler, kirliliğin, zehirli gaz salınımının veya böyle bir şeyin varlığını duymak dâhi istememektedirler. Otomobillerin, fabrikaların değişimi yaptıkları kesindir, ancak, sahip olunan gezegeni korumak zorunda olmaları fikri, işlerine gelmemektedir. Mars ve diğer gezegenlerin de sıcaklıkları artmaktadır. Evrensel bir değişimi gerçekleştirdiklerinin farkında olmalarına rağmen, kirletme işlemlerine devam etmektedirler. Astrofizik derecesinde anlaşılmaz pek çok şey vardır. Hiçbir bilim adamı bugün bile, güneşin yapmış olduğu dönüşlerin anlamını bilmemektedir. Hiç kimse bugün bile Mayaların gerçekten neyi kastettiğini bilmemektedir. Bu da güneşin bilinemezliklerine doğru açılan bir kapıdır. Hiç kimse, 1989 yılında, Kanada’da elektrik sistemlerini yok eden güneşin etkilerini önceden tahmin edemezdi. Dünyanın manyetik etkisi, son iki bin yılın en düşük seviyesine kadar gerilemiştir ve bu son derece korkutucudur.
2012; belki de sembolik bir anlam, galaktik bir anlam taşımaktadır. Yani, dünyanın yok oluşu literatürel olarak değil, sembolik olarak anlaşılabilmektedir. Bu sebepten, antik uygarlıkların tam olarak neyi ifade etmek istediklerini anlamamız zordur. 2012 yılında da, geçmişte değişikliğe uğrayan takvimin başlangıcında İsa, kendini insanlığa ve Hıristiyanlık adı altında kurban etmiştir. İnsanın kendini feda etmesi çok zordur ve tüm insanlığı etkileyen bir faktördür. 2012 yılı için hatırlanacak en önemli şey ise, Maya Takvimi’nin sonu olduğudur, tüm bildiğimiz budur ve 2012 yılında bazı değişikliklerin olabileceğidir.
Sorulabilecek soru şudur: 2012 nedir? 2012 için ne yapabiliriz?
Çünkü Mayalar için biten bir dünya, başkaları için yeniden doğuşu ifade edebilmektedir. İnsan düşüncelerinin birleşimi belki de gerçekleşecektir. Negatif olan şeyler, belki de pozitif olan şeylere dönüşecektir. Yahut, bir kurban verilmeyecek, aksine bir lider doğacaktır. Sesi olan, görüntüsü olan bir lider, belki de yeryüzünde yükselecektir.
Kaynakça:
2012 Mayan Prophecy and the Shift of the Ages Belgeseli

Albert Einstein Kimdir?

Einstein, 1879 yılında Güney Almanya’nın Ulm kentindedünyaya geldi. Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi, annesi ise, klasik müziğe meraklı,eğitimli bir ev hanımıydı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda bu korkularınıngereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücüzengin bir çocuk olarak büyüyordu. ÇocukluğunuMünih’de geçirdi ve ilk öğrenimini burada yaptı. Okuluhiçbir zaman sevemedi. Gerçekten de, genç Einstein’ın ileride ortaya çıkacak dehasının temelleri, kendisinin de sonradan belirttiği gibi, okulda değil başka yerlerde atılmıştı.
Lise öğrenimini 1894′te İsviçre’de tamamladı ve 1896′da Zürih Politeknik Enstitüsü’ne (ETH) girdi. Sonradan İsviçre vatandaşı olup, Sırp asıllı bir kız öğrenci ile evlendi. Sonra Bern’de federal patent dairesinde görev aldı. Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde düşünmek fırsatını buldu. Önce atomun yapısı ve Max Planck’ın kuantum teorisi ile ilgilendi. Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak bunun teorisini kurdu ve Avogadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini test etti. Kuantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve bunu ışıma enerjisineuyguladı. Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını sağladı. Bu yoldanfotoelektrik olayını açıklayabildi. Bu çalışmalarını açıklayan ve 1905 yılında “Annalen der Physik” dergisinde yayımlanan iki yazısından başka, üçüncü bir yazısı daha çıktı ve bu yazıdagörelilik teorisinin temelini attı. Teorileri sert tartışmalara yol açtı. 1909′da Zürih Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. Prag’da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü’nde profesör oldu. 1913′de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsünde ders verdi ve Prusya Bilimler akademisine üye seçildi. İsviçre vatandaşı olarak 1. Dünya Savaşı’nda tarafsız kaldı. Einstein, 20. yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak nitelenebilir. Görelilik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülmüştür. (Nobel Ödülü’nün ve Nobel Komitesi’nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen görecelik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir.)
Yabancı ülkelere bir çok gezi yapmakla birlikte 1933′e kadar Berlin’de yaşadı. Almanya’da yönetime gelen Nasyonal Sosyalist (Nazi) rejimin ırkçı tutumu dolayısıyla, pek çok Musevi asıllı bilim adamı gibi o da Almanya’dan ayrıldı. Paris’te College de France’ta ders verdi; burdan Belçika’ya oradan da İngiltere’ye geçti. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Princeton Üniversitesi kampüsünde etkinlik gösteren Institute for Advanced Study’de (İleri Araştırma Enstitüsü) profesör oldu. 1940 yılında Amerikan yurttaşlığına geçen Einstein, 1955′de Princeton’da yaşamını yitirdi. Üvey kızı Margot Einstein, bilim adamının kişisel mektuplarını özenle herkesten saklamış ve kendisinin ölümünden 20 yıl sonra daha saklı kalmasını vasiyet etmisti. Günümüzde Princeton Üniversitesi tarafından basılan bu mektuplar bilim adamının gizli kalmış özel yaşamı hakkında ilginç bilgiler sundu.
Fizik alanındaki çalışmaları modern bilimi büyük ölçüde etkiledi. Kendisi özellikle zaman ve uzay için düzenlenmiş bağlılık(izafiyet) teorisiyle tanındı. Bu teori üç bölüme ayrılmaktaydı: Newton mekaniğinin yasalarını değiştiren ve kütle ile enerjinin eşdeğerli olduğunu öne süren sınırlı bağlılık(1905), eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir evrene ait çekim teorisini veren genel bağlılık(1916) ve elektro-manyetizma ile yerçekimini aynı alanda birleştiren kapsamlı denemeler. İlk iki teorinin geçerliliği atom fiziği ve astronomi alanında yapılan deneylerle çok başarılı bir biçimde sınanmıştır ve çağdaş fiziğin temel taşları arasında yer alırlar.
Einstein’ın söylediği önemli bir söz vardır: “Ben atomu iyi birşey için keşfettim, insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar”. Bilim alanında insanlığa armağan ettikleriyle, dünyanın en büyük bilim adamlarından birisi olarak hala gururla anılmaktadır.

Kabuklu Yemişlerin Sağlığımız Açısından Önemi

Besinsel olarak kabuklu yemişler, özellikle de ağaç yemişleri için düşüncemiz bir evrim geçirmiştir. Kabuklu yemişler, zenginlikleri ve hoş tatları itibariyle pek çok yerde temel bir besin bileşenleridir. Ancak zenginlikleri, pek çok kabuklu yemişte %80’lik kalori olabilen yağ içeriklerinden ileri gelmektedir. Eğer kalori sayımı yapıyorsanız, fincan başına kocaman bir 800 kaloriden biraz az ya da fazladır. O yüzden rejim yapanların bu uyarıyı dikkate alarak tüketmelerinde fayda vardır.

Son zamanlarda, kabuklu yemişlerin itibari iki yönde gerçekleşmiştir Bunlar, tüm yağların eşit olmadığı (kabuklu yemişteki yağlar en sağlıklıları arasındadırlar) ve bunların, bazı güçlü antioksidan faaliyetleri içeren bitki kökenli kimyasallar olan “fitokimyasal” maddelerin kaynaklarıdır.
Kabuklu yemişlerdeki etken bir yağlı asidi, zeytin ve avokadoda da olan mono doymamış oleik asittir. Oleik asit, HDL kolesterolünü düşürmeden LDL kolesterolünü düşürmesiyle isim yapmış bir maddedir.

Çamfıstığı ve ceviz omega-6 yağ asitleri açısından zengindirler.

Ceviz, bir omega-3 yağ asidi kaynağıdır.
Pek çok araştırmalar, kabuklu yemişlerin diyet sırasında kalp krizi riskini azaltmada yerinde bir seçim olduğunu doğrulamaktadır.
Yapılan araştırmalardaki dikkate değer veriler, ağaç yemişlerinin karotenoidler, fenolik asitler, flavonoidler gibi fitostreroller ve polifenolik, proantisiyanidler ve stilbenler dikkat çekmiştir. Bunlardan karotenoidler, fenolik asitler ve flavonoidler çok güçlü antioksidanlar olarak işlev görmektedir.
Fenolik asitlerin bir altsınıfı flavonoidler, flavonol, flavon, antisiyanidin ve izoflavon gibi kimyasallar içermektedir. Flavanonlar ve izoflavonlara, az miktarda da olsa kabuklu yemişlerde rastlanmıştır.
Proantisiyanidler (PAC), antisiyadinlerle bağlantılıdır ve kateşin (çayın etkin antioksidan maddesidir), epikateşin gibi kimyasalları bünyesinde barındırmakla beraber, fındıkta,Amerikan cevizinde ve çamfıstıklarında bulunmuşlardır.
Kabuklu yemişlerdeki antioksidanlar türlere ve hazırlanış metotlarında göre çeşitlilik göstermektedirler. Toplam fitokimyasal içerik, çevre, tarımsal uygulamalar, iklim, işlenme ve saklanma koşullarınca etkilenir. Yapılan araştırmalara göre badem, fındık, Amerikan cevizi ve çamfıstığında, diğer ağaç yemişlerden daha yüksek miktarda; her 100 gramda 184 ila 501 miligram aralığında proantisiyanid bulunmuştur.
Flavonoidlere tüm ağaç yemişlerinde rastlanmıştır ancak Amerikan cevizi, Avustralyafındığı, badem ve çamfıstığında en yüksek yoğunlukta görülmektedir (her 100 gramda 25 ila 2713 miligram). Amerikan cevizi ve cevizler, her 100 gramda sırasıyla 2052 ve 39 miligram olmak üzere, zengin fenolik asit ve aldehit kaynaklarıdır.
Badem kabukları özel çalışma konusudur. Gıdateknolojisine üzerine yapılan çalışmalarda, şimdiye kadar en az 33 türde biyolojik olarak kullanabilen flavanoid ve polifenolik bileşimlere badem kabuklarında rastlanmıştır. Badem kepeği, badem sterolleri ve magnezyum, kalsiyum, fosfor, potasyum gibi önemli minareler bakımından oldukça zengin bir kaynaktır. Badem kepeğinin toplam antioksidan kapasitesi, yalnız başına bir bademinkinden 13 kat daha fazladır ve yarısından daha az yağ içermekle beraber neredeyse 4 defa diyet posası içerir.
Bahsi Geçen Antioksidanlar Hakkında Kısaca Bilgiler
Flavonoidler: Pek çok rahatsızlığa karşı koruyucu etki gösteren antioksidandır. Kalp, kanser, alerji, iltihap gibi rahatsızlıkları önleyici etkileri vardır.
Karotenoidler: Hücrelerin serbest radikallerden korunması, bağışıklık sisteminin işlevinin arttırılması ve böylece kansere karşı koruyucu etkisi olması, A vitamini sağlayıcısı, üreme sisteminin düzgün işlemesine yardımcı olur. Kırmızı, yeşil ve turuncu meyve ve sebzelerde görülmekle beraber koyu yeşil sebzelerde de rastlanabilir.
Kateşin: Kansere yol açan hücrelere zarar vererek kansere karşı koruma sağlar.

Petrolü kim buldu ?

Petrol toprak altında, daha çok derinliklerde bulunan organik menşeli az akışkan, koyu renkli, alev alıcı, sıvı yakıttır. Petrol, hidrojen, karbon, kükürt, azot ve oksijen ihtiva eden organik bileşiklerin bir karışımıdır. Günümüzde dünyanın en geçerli ve en çok kullanılan  yakıt türüdür. Başta otomotiv sektörü olmak üzere bir çok endüstri kolu petrolden yararlanmaktadır ve petrole bağımlıdır.
Dünya üzerinde doğal gaz ve yağ sızıntıları halinde çıkan petrolden ilk defa faydalanan Sümerler, daha sonra Asurlular ve Babilliler olduğu bilinmektedir. 4-5 bin yıl önce, Fırat Irmağı kıyısında bulunan Tuttut (Hit, Irak), zamanın başlıca asfalt üretim  merkezlerindendi. Buradaki sızıntılardan toplanan ham petrol ve asfalt çok değişik gayelerle kullanılıyordu. Eski Mısırlıların deri ve müshil ilacı olarak sıvı petrolden faydalandıkları sanılmaktadır. Persler (İranlılar) M.Ö 480’deki Atina kuşatmasında uçları sıvı petrole batırılmış lifli oklar kullandıkları bilinmektedir. Müslümanların İspanya’yı feth etmesinden sonra Avrupa’da petrol damıtılmış olarak aydınlatmada kullanılmaya başlandı.
Sanayinin gelişmesiyle enerji alanında petrol yavaş yavaş yerini aldı. Daha bol yeni yeni petrol kaynaklarının bulunması yönünde herkesi harekete geçirdi.İlk petrol kuyusu 1859’da ABD’de açıldı. Daha sonra pekçok ülkede petrol sanayii hızla gelişmeye başladı.
Yirminci yüzyılın hemen ilk başlarında otomobilin yaygınlaşmasıyla petrol kıymetli bir enerji kaynağı durumuna geldi. Petrolün bulunduğu bölgede, çeşitli hidrokarbonların karışımı olan yanıcı gaz da bulunur.
Jeolojistlerin çoğunun görüşüne göre petrol, milyonlarca sene evvel toprak altında kalan bitki ve hayvanların organik maddelerinden meydana gelmiştir. Petrol ana kayaçta meydana geldikten sonra, göç(migrasyon) ederek yerleşme (rezerv) kayacına gelir. Burada  birikir. Petrolün rezerv kayacından uzaklaşmasına imkan yoktur. Bu kayacın üstü geçirmez tabaka ile örtülüdür. İşte, petrolün bulunduğu bu yerlere “petrol kapanı” adı verilir. Petrol kapanları, yeryüzüne birkaç yüz metre yakın olabilecekleri gibi, binlerce metre derinlikte de olabilir. Kapanları arayıp bulmak sondaj mühendisinin, kuyu açacak bir yer tespit etmek, petrol jeologlarının ve jeofizikçilerinin görevidir.
Ham petrol birbirinden güçlükle ayrılabilen maddeler karışımıdır. Ham petrolden; petrol gazı, gazyağı, benzin, motorin, fuel-oil, yağlama yağları, mum ve asfaltik bitüm gibi çeşitli ürünler elde edilir. Yukarıda adı geçen ürünler çoğunlukla yalnızca karbon ve  hidrojenden meydana gelmişlerdir ve “hidrokarbonlar” olarak adlandırılırlar. Diğer mevcut elementler, miktarlarının azlığı sebebiyle ihmal edilebilirler. Bunlardan kükürt eser miktarda bulunmasına rağmen, ürün kalitesi üzerindeki etkisi sebebiyle önem arz eder.
Bugün petrol yataklarının miktarı modern ölçme aletleriyle yapılmaktadır. Buna rağmen petrol rezervlerinin miktarını önceden kestirmek zordur. Ancak dünya petrol rezervlerinin toplamının 400-500 gigaton (1 Gt= 1 milyar ton) olduğu tahmin edilmektedir. Buna göre dünya petrolünün yüzde 16’sını ABD, yüzde 15’ini Eski Sovyet Cumhuriyetleri, yüzde 11’ini Kuzey Afrika ve Nijerya, yüzde 38’ini İran Körfezi ülkeleri, yüzde 6’sını Venezüella, geri kalanını da elli beş değişik ülke üretmektedir. ABD’de petrolün en çok bulunduğu bölgeler Doğu Texas, Louisiane, Batı Texas, Oklahome ve Kalifornia’dır. Amerika’da 500.000 petrol kuyusu olup, kuyu başına günlük üretim 19, toplam 9.400.000 varildir. ABD’nin 1967 senesinde Alaska’nın Arctic Okyanusunda bulduğu petrol yatakları da oldukça zengindir.
Dünyanın en büyük petrol rezervi Suudi Arabistan’ın Ghawar sahasıdır. Bu sahanın boyu 240 km genişliği 16 km’dir. Bu bölgeye yakın birkaç büyük yatak daha vardır. İran Körfezi petrol yatakları ile birleşik gibidirler. Bu bölgelerde toplam 300 kuyu mevcut olup, günde 5500 varil petrol çıkarılır. Kuveyt petrol rezervi ise toplam 73 milyar varildir. İran’ın en büyük petrol yatakları Marun, Aghe Jari, Saran ve Ehvaz bölgelerinde yer alır. Irak’ın toplam petrol rezervi 34 milyar varil civarındadır. Diğer petrol bölgelerinden Libya’nın rezerv miktarı ise 21 milyar varili bulmaktadır. Petrol, Kuzey Avrupa ülkeleri tarafından Kuzey Denizinde de çıkarılmaya başlanmıştır. Kuzey Denizinde 30 milyar varil petrol rezervi vardır.

Blog Arşivi